Eğitimci & Yazar – Şahsenem PARLAK – “Hadi Kalk Koy Umudu Kalbine”

Geldi işte iki gözümün papatya hali Nisan…

Ruhumdaki üşümeyi seyreltip, günün beklenmedik saatlerinde yüzümüzde ılık bir meltemle “buradayım, geçti gitti kış, hadi kalk silkelen ve beni içine çek” diyen ay…

Duyan duymayana söylesin, birkaç haftadan tezi yok yorganlar, yün kazaklar, bereler, atkılar, botlar ne var ne yoksa toparlanıp bir dahaki kışa kavuşmak üzere dolaplara kaldırılacak. Patikler, battaniyeler, o kıymetli anne yelekleri aralarına sabun parçaları konularak hurçlara yerleştirilecek.

Cemreler düştü. Nevruz kutlandı. Yaren leylek Arif amcayı ziyarete geldi. Erik ağaçları çiçeklerini açtı.

Ne kaldı geriye, her şey tamam. Şimdi bize uzun ve soluğumuzu kesecek bir bahar gerek, arada kırkikindi yağmurlarıyla gönlümüze su serpecek.

Pencereler biraz daha açık kalacak bundan sonra. Perdeler hafif hafif salınırken, evin içine süzülen ışık, duvarda dans edecek. Sokakta oynayan çocukların sesine horozların, kedilerin, köpeklerin belki martıların sesi karışacak.

 Bir yerden o çok sevdiğim iğde, ıhlamur kokusu, bir yerden taze biçilmiş çimen…      Bahar, sadece doğaya değil, insana da renk getirir. İçten içe bir ferahlık başlar.

 “Yaa kış ağırdı, kötülükler çoktu, insanoğlu fena halde hoyrattı ama yine iyi ki yine de yeniden yine de belki” dedirten küçük sebepler çoğalır.

Sabahları uyanmak biraz daha kolaylaşır. Ben bilhassa kuşların sesiyle uyanmak için saatimi günün ilk aydınlığına kurar, pencereyi açarım.  Perdenin hafiften sallanması, kuşların sesi derken yeniden uyuyakalırım, harikulade!

 Sonra sabahın tatlı ayazı geçip gün öğleye dönünce pencereden içeri sızan güneş, bir dost gibi yanağımıza dokunur. Kahvaltılar balkonlara taşar bazen de termoslara çay konur, doğru sahillere;

İnce piknik örtüleri serilir çimenlere. Allah ne verdiyse hep birlikte hele bir de simit varsa değmeyin keyfime…

İçimizi ısıtan şeyler çoğalır bir anda böylece…

İnsanın yürüyüşü bile değişir baharda; adımlar daha ritmik, bakışlar daha yumuşak… Çünkü umut dediğin şey, bazen sadece bir ağaç dalında filizlenen minicik bir yapraktır. O yeşil, “her şey yeniden başlar” der. Ve insan yeniden başlamak ister.

Bu bahar da öyle olsun. Umudun çoğaldığı, neşenin bulaşıcı olduğu kederlerin geride kaldığı ve de.

Çünkü bilirsin, bahar gelince dünya kendini affettirir. Sanki ruhu ve bedeni üşüttüğü günler için gönül alma seremonisidir her yeşeren çiçek.

Ne garip… İnsan umut etmeyi bu minik yeşermelerden öğreniyor. Her şeyin bittiğini sandığın anda doğa, “hayır, daha değil” diyor.

Ben bitti demeden bitmez!

Yolda yürürken gözün sokağın köşesine ilişir gözün, yıllardır yerinde duran dut ağacı, bu sabah başka görünür gözüne. Daha heybetli, daha umutlu, daha kucaklayıcı sanki.

Belki de bahar, önce bakışlarımızı değiştiriyor. Aynı sokak, aynı ağaç, aynı evler… Ama başka bir pencereden bakar gibi.

Ve ne güzeldir ki; bahar kimseyi ayırmaz. En yorgun kalplere de dokunur, en kırık yanlara da, eşittir olabildiğince…

 “Hadi” der usulca, “yeniden dene.” O yüzden belki de en çok bu mevsimde yazılır mektuplar, tutulur defterler, başlanır yarım kalan hikayelere bir daha…

Eline bir kalem alırsın, çay demlenir, radyoda eski bir şarkı çalar. Kalbinde bir şey kıpırdar. Adını koyamazsın ama bilirsin: Bahardır. İçinin en kuytusuna bir güneş doğmuştur artık.

Hah! Ben tam da buradayım şu an, çünkü söz verdim kendime “rağmen” umutsuzluk olmasın dedim bu yazıda.

Dilerim bu bahar;
Kalbimizin toprağında çiçek açmamış tek bir köşe kalmasın.
İçimize çektiğimiz hava, sadece oksijen değil, umut olsun.
Küçük şeylerden mutlu olma becerimiz geri gelsin.

Kaybettiğimiz insanı değerlerimiz de yeşersin.

Şairin dediği gibi “Bir kalbimiz vardı onu hatırlayalım”

Papatyalara ama en çok onlara dokunalım.

Ve kim bilir belki de her şey, sadece bir papatyanın gülümsemesiyle değişir.

Bu bahar, iyi gelsin hepimize.
İçimizi açsın.
Yüzümüzü güldürsün.
Kalbimizi yumuşatsın.

Çünkü bahar; sadece mevsim değil, bir hatırlayış hâlidir:
Hayat, yeniden başlamaya değecek küçük sürprizler taşır.

Sevgilerimle..

 

 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!