Çocukluğum ve gençlik yıllarım İzmit’te geçti. Liseyi bitirdikten sonra üniversite eğitimim için yurtdışına taşındım ve eğitimimi tamamladıktan sonra dünyanın farklı yerlerinde bulundum. Şu an Guandong University of Finance & Economics’de öğretim görevlisiyim ve eşimle Çin’in Guangzhou şehrinde yaşıyoruz. Ancak ailem, akrabalarım ve birçok yakın arkadaşım hala İzmit’te yaşıyor. İzmit benim için ev, her fırsatta gidip geliyorum. Bağlarımı hep güçlü tuttum çünkü İzmit’te geçirdiğim her an, benim için özel bir anlam taşıyor.
Pattaya Seyahati
Guangzhou, Çin’den Bangkok’un yakınlarındaki Suvarnabhumi Uluslararası Havaalanı’na yaptığımız yaklaşık 3 saatlik bir uçuşla, beş aydır yaşadığımız şehirden ayrılıyoruz. Suvarnabhumi Havaalanı, dünyanın en yoğun havaalanlarından biri olarak biliniyor. Yaklaşık 45 dakikalık pasaport kontrolü sırasının ardından, Tayland’a giriş yapıyoruz.
Biz Tayland’ı şubat ayında ziyaret etmek istedik çünkü Tayland’ı ziyaret etmek için en iyi zaman, sıcaklığın 29°C ile 34°C arasında değiştiği Kasım ile Nisan başı arasındaki serin ve kurak mevsimdir.
Klook uygulaması üzerinden önceden satın aldığımız sim kartlarımızı, havaalanının giden yolcu katında bulunan şubeden teslim alarak Tayland’daki iletişimimizi sağlıyoruz. Bu sim kartlar, özellikle Indrive ve Grab gibi transfer ve yiyecek siparişi uygulamalarında kullanmak için önemli bir rol oynuyor. Havaalanındaki döviz bürolarındaki kur farkının dezavantajlı olduğunu fark ederek, sadece Pattaya otobüs transferinde kullanmak üzere nakit parayı bozuyor ve havaalanındaki sadece nakit kabul eden otobüs firmasından Pattaya transferi için otobüs biletlerimizi alıyoruz.
Pattaya’ya olan yaklaşık iki saatlik yolculuğumuz esnasında Thailand’ın etkileyici tropikal bitki örtüsünü gözlemleme fırsatı yakalıyoruz.
Pattaya’da konaklayacağımız condo şehrin güneyinde bulunan Jomtien bölgesinde bulunuyor. Studio daire şeklinde dizayn edilmiş kompleksin otuzuncu katında ve nefes kesici bir deniz manzarasına sahip.
Yeterince dinlenip uykumuzu aldıktan sonra şehri keşfetmeye başlıyoruz. İlk durak şehrin simgelerinden olan Sanctuary of Truth (Hakikat Tapınağı). Tapınak, ahşap oyma işçiliğinin muhteşem bir örneği. Yapımına 1981’de başlanan tapınağın bazı bölümlerinde çalışmalar halen devam ediyor ve güvenlik önlemi olarak ziyaretçiler tapınağı baret takarak gezebiliyorlar.
Budist ve Hindu inançlarını konu alan Tay , Hindu , Budist , Çin ve Khmer geleneklerine ait motifler bizi adeta büyülüyor.
Tapınak çıkışında orada bulunan filleri muzla besliyoruz. İnsanlara karşı nazik, sevecen yaklaşımları, hortumlarını el gibi kullanmaları ve göz teması kurmaları bizi hem şaşırtıyor hemde bu güzel hayvanlara bir kez daha hayran bırakıyor.
Dönüşte tapınak yakınlarındaki Terminal 21 alışveriş merkezine uğruyoruz. Girişinde gerçek boyutlarında bir uçak maketi bulunan alışveriş merkezinin her katı farklı bir şehir temasında dizayn edilmiş. Bu şehirler arasında Paris, Venedik, Tokyo ve Londra var. En üst katta bulunan Pier 21’de Thai mutfağının çeşitli lezzetlerini tatma fırsatı buluyorsunuz. Biz karidesli Pad Thai (bir çeşit noodle yemeği), Som Tum (papaya salatası)ve ananaslı pilav tercih ediyoruz.
Pattaya’da Thai mutfağı dışında Hint, İtalyan, Lübnan ve hatta Türk mutfağı gibi birçok farklı ülkenin çeşitli yemeklerini tadabilirsiniz. Balık, kalamar, karides ve istiridye gibi taze deniz ürünleri de çok bol ve lezzetli. Onun dışında taze tropikal meyvelerle hazırlanan smootieler de serinletici ve sağlıklı seçenekler.
Ayrıca hindistan cevizi kabuğunda servis edilen mango ve taze hindistan cevizi dondurması da Tayland’ın olmazsa olmazlarından.
Gece pazarları da bol ve lezzetli birçok yiyecek ve içecek seçeneği sunuyor. Bizim favorimiz Jomtien Night Market oldu.
Pattaya’da bizi en çok etkileyen diğer bir aktivite de orada bulunan dünyaca ünlü kabare gösterilerini izlemek oldu. Tiffany’s show ve Alcazar Show Pattaya’da bulunan kabare showlardan başlıcaları. Yaklaşık bir saat süren gösterilerde büyüleyici kostümleriyle, dans ve müzikal performans sanatçıları hem kültürel hem de eğlenceli şovlar sunuyor.
Başka bir gün floating market olarak bilinen ahşap teknelerle gezebileceğiniz, su kıyısındaki dükkanlardan geleneksel Tay el işi ürünleri satın alabileceğiniz ve lezzetli atıştırmalıklar tadabileceğiniz yerel renkli pazara geliyoruz. Burada içtiğimiz geleneksel sütlü ve buzlu Thai çayı gerçekten en lezzetlisiydi. Onun dışında el açması hamur ile hazırlanan muzlu ve yumurtalı roti de denemeye değer.
Tayland aynı zamanda Tay masajı ve her köşe başında bulunan masaj salonlarıyla da ünlü. Masaj o kadar popüler bir turist etkinliği ki masaj salonlarının önlerinde bile masaj yaptıran insanlar görebiliyorsunuz. Biz iyice araştırıp şehrin daha az turistik bir noktasında bulunan geleneksel kuzey Tayland tarzı bir masaj salonunda bu deneyimi yaşamaya karar veriyoruz ve aromatik yasemin ve lavanta yağlarıyla yapılan bir çift masajı deneyimliyoruz.
Pattaya, kilometrelerce uzunlukta bir sahil şeridine ve birçok plaja sahip olmasına rağmen deniz bize pek davetkar gelmedi. Yüzmek yerine sahilde taze hindistan cevizi suyu içip gün batımını izlemeyi tercih ettik.
Denize girmek için Pattaya’nın karşısında bulunan ve yaklaşık 40 dakikalık bir feribot yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Koh-Larn adasına geçiyoruz. Ada bizi o kadar etkiliyor ki tatilimizin son yedi gününü bu adada geçirmeye karar veriyoruz.
Koh-Larn’da birçok plaj bulunuyor ve Pattaya şehrinin aksine berrak ve temiz koylara sahip. Bizim favorilerimiz incecik beyaz kumları ve turkuaz mavisi sularıyla Tien ve Ta Yai plajları oldu. Bütün gün bu ılık ve dinlendirici denizden çıkmak istemedik. Bu sevimli mütevazı adada yerel lezzetler tadabilir, ada yerlileriyle tanışabilir, sakin ve tazeleyici bir tatil geçirebilirsiniz.
Biz bu güzel ülkeyi, güler yüzlü insanlarını, havasını, doğal güzelliklerini ve lezzetlerini çok seviyoruz ve her fırsatta ziyaret ediyoruz. Umarım siz de en kısa zamanda Tayland’ı ziyaret eder ve kendi tatil anılarınıza yenilerini katarsınız.
Z. Begüm Fırıncı Çataloluk
