UZM . PSK. ANGELA ORGE – “AYNADAKİ YANSIMALAR: DIŞ ÇERCEVE, İÇ PARILTI”

AYNADAKİ YANSIMALAR: DIŞ ÇERCEVE, İÇ PARILTI 

Güzelliği İçerden Keşfetmek

Psikolojik açıdan güzellik algısı, bireylerin fiziksel görünümle ilgili düşüncelerinin, hislerinin ve değerlendirmelerin hem kendileri hem de başkaları üzerinde oluşturduğu izlenimi ifade eder. Bu algı kişinin ruhsal durumuyla, kendini ve çevresini nasıl gördüğüyle ve toplumsal beklentiler ile sıkı bir ilişki içindedir. Güzellik algısı bireyin zihninde şekillenen bir kavramdır. Kendisine ve başkalarına dair fiziksel çekicilikle ilgili düşüncelerini kapsar ve özgüven, öz değer, sosyal ilişkiler gibi birçok psikolojik süreçle doğrudan ilişkilidir.

 

Psikolojik acıdan Güzellik algısı etkileyen unsurlar arasında:

 

Kişisel deneyimler ve inançlar doğrultusunda: Çocuklukta edinilen deneyimler, bireyin güzellik anlayışı etkiler. Ör: Bir birey çocukken dış görünüşüyle ilgili sık sık olumlu yorumlar aldıysa, kendini daha güzel algılayabilir. Güzellik çerçevesinden kolay ve çok şeyler hakkedebileceğini inanabilir. Aksine olumsuz eleştiriler, kişinin kendine bakışı zedeleyebilir, kusurlu olarak algılar ve bazı şeyler hakketmediği ya da olumsuz şeyleri hakkettiğini düşünür.

 

Toplum ve kültürün rolü: Güzellik algısı, yaşanılan toplumun normlarına ve kültürel kodlarına göre şekillenir. Batı kültüründe ince bir vücut ve simetrik yüz hatları ön plandayken, farklı kültürde dolgun bir beden ya da belirli yüz özellikleri güzellik sembolü olabilir.

 

Duygusal durum: Kişinin ruh hali, güzellik algısını doğrudan etkiler. Kendini iyi hisseden bir birey dış görünümünü daha olumlu algılarken, kötü bir ruh hali fiziksel görünümüyle ilgili olumsuz düşünceler geliştirmesine neden olabilir.

 

Algıda seçicilik: İnsan zihni, güzelliği yalnızca fiziksel görünümle sınırlamaz. Güzel bir yüz ya da vücut yerine, kişinin duruşu, kişilik özellikleri ve ortaya koyma durumu, enerjisi veya bir davranışı, düşünme ve yaklaşım biçimi, “güzellik” olarak algılanabilir.

     

Ergenlik döneminde güzellik algısı hem kızlar hem de erkekler için farklı dinamiklerle şekillenir. Bu algıyı anlamak için psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin etkileşimine bakmak önemlidir.

Kızlarda Güzellik Algısı: 

 

Beden imalı ve sosyal etkiler: Ergenlik dönemindeki kızlar, medya ve sosyal çevrenin etkisiyle belirli bir beden tipini “ideal güzellik” olarak algılayabilir. İnce bir vücut, düzgün bir cilt ya da belirli yüz hatları genellikle güzellik standardı olarak kabul edilir. Bu algı sosyal medya platformlarında filtrelerin ve fotoğraf düzenleme uygulamalarının etkisiyle daha da pekişebilir. Ör: Bir genç kız, sosyal medyada popüler olan bir influencer gibi görünmek için diyet yapmaya başlayabilir veya dış görünüşüne aşırı odaklanabilir.

 

Buna bağlı olarak psikolojik etkiler: Kızlar arasında güzellik algısı genellikle özgüven ve öz değerlerle ilişkilidir. Eğer bir genç kız toplumsal güzellik standartlarına uygun bulunmuyorsa, özgüven problemleri yaşayabilir. Ör: Arkadaşlarının sürekli dış görünüşle ilgili olumlu yorumlar aldığı bir ortamda, bir genç kız kendini yetersiz hissedebilir ve dış görünüşünü değiştirmek için makyaj ya da kozmetik ürünlere yönelebilir.

Erkek Çocuklarında Güzellik Algısı: 

 

Kaslı ve güçlü olma ideali: Erkeklerde güzellik algısı genellikle güçlü ve atletik bir vücutla ilişkilendirilir. Ergenlik döneminde hormonların etkisiyle kas gelişimi başladığı için erkekler spor yaparak daha kaslı bir vücuda sahip olmaya çalışabilir. Ör: ergenlik döneminde bir genç spor salonuna gitmeye başlayabilir ve protein tozları gibi ürünler kullanarak kas kütlesi artırmaya çalışabilir.

    

Buna bağlı olarak psikolojik etkiler: Erkeklerin güzellik algısı, güç ve prestijle ilişkilendirildiği için, fiziksel görünümü ötesinde davranışsal özelliklerle de desteklenir. “Sert “ya da “cool” bir imaj yaratmak, bu dönemde önemli olabilir. Ör: çevresinde daha popüler olmak için belirli bir giyim tarzı benimseyebilir ya da dış görünümüne uygun davranış kalıplarını sergileyebilir. Yetmediğinde davranışsal olumsuz alışkanlıklar da baş vurabilir.

Ortak Dinamikler  

 

Akran Baskısı: Hem kızlar hem de erkeklerde akranlarının güzellik standartlarına uyum sağlama konusunda baskı (kıyaslayarak/ olumsuz yönden davranış ve tutum değerlendirmeleri) hissedebilir. (Belirli marka kıyafetlerin ya da aksesuarın, telefonun popüler olması).

 

Medya ve Sosyal Medya: Sosyal medya platformları hem kızlar hem erkeklerin güzellik algısını şekillendiren önemli bir etkendir. Photoshopla düzenlenmiş foto ve idealize edilmiş güzellik standartları, ergenlerin kendi beden algıları sorgulamasına ve acımasız eleştirilmesine yol açabilir.

 

Psikolojik Yaklaşım ve Çözüm Önerileri:

Ailelerin ve okulların ergenlere sağlıklı bir beden algısı geliştirmeleri önemlidir. “Kendini olduğun gibi sevme” anlayışının kazandırılması, bu konuda önemli bir adımdır. Ergenlere medyada gördükleri içeriklerin manipüle edildiği ve gerçek olmadığını öğrenmek, güzellik algısına daha eleştirel bir bakış açısı kazandırabilir. Özgüven çalışmaları yalnızca fiziksel özelliklerine değil aynı zamanda yeteneklerine ve kişisel özelliklerine odaklanmalarını sağlamak, güzellik algısıyla ilişkili özgüven sorunları azaltır. Bu dönemde güzellik algısını anlamak ve yönlendirmek, ergenlerin sağlıklı bir öz değer gelişmelerine yardımcı olacaktır.

Ergenleri anlamazsanız bile, inanmaya seçin!

 

Yargılama Azarlama Suçlama Aşağılama Kıyaslama dan kaçının!  (Kelimelerin ilk harfleri gibi evinizde, ilişkilerinizde bunlar YASAK olsun)



Genç yetişkinlikte kadın ve erkek (20-35 yaş) bireylerin güzellik algısı hem biyolojik hem de toplumsal faktörlerin etkisiyle şekillenir. Bu dönem, fiziksel görünümün bireyin özgüveni ve sosyal ilişkileri üzerindeki etkisinin yoğun olduğu bir evrendir. Her birin için ayrı farklı yönleri:

 

 

Kadınlarda Güzellik Algısı

 

Toplumsal beklentileri ve medya etkisi: Genç kadınlar, toplumsal olarak “ideal”, “perfect” olarak kabul edilen güzellik standartlarına uyma baskısı hissedebilir. İnce bir vücut, düzgün bir cilt ve simetrik yüz hatları, sıklıkla medyada vurgulanan güzellik unsurlarıdır. 

 

Psikolojik acıdan bakarken: Güzellik algısı, özgüven ve öz-değerler doğrudan ilişkilidir. Dışlanma, “ideal” görünmeme durumunda kusurlu, eleştiriye maruz kalabilen, sürekli öğüt alan, yönlendirmeye ve manipüle etmeye çalışanlara maruz kalma, sıradanlaşabilme, fark edilmeme, tercih edilmeme, yalnız kalma, bazen açıkça kıyaslanabilme durumuna kalabilir. Bu kaygı ve yetersizlik hissi beraberinde depresif ve içe kapanma tutumlar getirebilir.

 

Erkeklerde Güzellik Algısı: Genellikle güçlü, kaslı ve fit bir vücutla ilişkilendirilir. Bu algı, spor salonu kültürü yaygınlaşması ve sosyal medyada “ideal erkek fiziği” vurgusuyla daha da pekişir. 

 

Psikolojik acıdan baktığımızda: Erkeklerde güzellik (yakışıklılık) algısı özgüvenin yanı sıra güç ve prestijle ilişkilendirilir, fiziksel görünümü yetersiz bulan erkekler, sosyal ilişkilerde, özel ilişkilerinde ve kariyer hedeflerine motivasyon kaybı yaşayabilir. Çalışma sektörünü, pozisyonu, görev tanımı ve ekip çalışmaları daha seçici olması, istediği yapabildiği değil…yakıştığı iş, yapma mecburiyeti oluşturulur.

 

Yaşlanmaya Karşı Mücadele: Yaşlanma süreci bireylerin hem fiziksel hem de psikolojik değişimlerle yüzleşmesini gerektirir. Bu süreçte fiziksel görünümünde belirgin değişikliklere yol açtığı (kırışıklar, saç dökülmesi, cilt elastikiyetinin azalması) unvan, maddi imkanlar, özgüven, sosyal kabul duygusu, kimlik, krizine ve özgüven kaybına neden olur. Toplumda gençlik ve güzellik (yakışıklılık) idealize edilirken, yaşlılık genellikle görmezden gelinir. Bu durum yaşlanmaya deneyimleyen bireylerin dışlanmış veya yetersiz hissetmesine yol açabilir. 

 

Yaşlanmaya karşı dirençleri: Estetik müdahaleler: Estetik ameliyatları, botox, dolgu, mezoterapiler gibi işlemlerle fiziksel yaşlanma belirtilerini geciktirme çabası, bireylerin psikolojik olarak “genç kalma” arzusunu yansıtır. Bazı bireyler yaşlanmaya kabul etme yerine sağlıklı beslenme, spor ve zihinsel sağlık pratikleriyle bu süreci geciktirmeye çalışır.

 

Psikolojik açıdan güzellik algısı: Bireyin kendine duydu saygıyı ve özgüveni etkiler. Kendini güzel hisseden birey, daha sosyal, enerjik ve pozitif olabilir. Kişilik özellikleri daha kolay ve net ortaya koyabilir. Onaylanma veya takdir edilme ihtiyaç duymaz.  

            

Olumsuz bir güzellik algısı, bireyde stres, kaygı ve depresyon gibi duygusal sorunlara yol açabilir. Toplumun güzellik, “şablon” baskısı, bireylerde ciddi psikolojik sorunlara neden olabilir.

İnvaziv ya da non invaziv müdahalelere araştırılmadan, düşünmeden başvurabilir. Gerek yüz güzelliği gerek vücut güzelliği ekstremlerde yer alabilir (belirli davranış bozukluklar: aşırı yemek yeme duygusal yemek yeme, bulimia, sosyal fobi, okb ya da farklı fobiler), agresif tutumlar ya da davranışsal abartmalar ya da zarar verici davranışlar.

 

İlişkiler üzerinde ki etkisi de abartılı ya da bastırılmış olabilir. Kendi görünümünden memnun olan birey hem romantik hem de sosyal ilişkilerinde rahatlık sergiler. Memnun olmayan birey ilişkilerinde çekingen, adapte olma zorlukları, şüpheci, kontrolcü, alıngan, inatçı bazen de intikamcı ya da agresif tutumlar geliştirebilir.

 

Psikolojik açıdan güzellik algısı bireyin kendi bedeni ve çevresidir. İnsanların fiziksel özellikleri hakkındaki algısını şekillendiren karmaşık bir süreçtir. Bu algıyı sağlıklı bir şekilde yönetmek, bireyin özgüvenini, mutluluğu ve genel psikolojik sağlığını destekler.

 

Güzelliğin yalnızca fiziksel görünümle sınırlı olmadığı ve içsel değerlerin de bu algıda önemli bir rol oynadığını fark etmek, bireyin bu konuda daha dengeli bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olabilir. 

 

PSİKOLOJİK DESTEK NEDEN ÖNEMLİDİR?

 

Özgüvenin korunmasında, büyüme, değişim ve yaşlanma sürecini kabul etmeyen bireylerde özgüven kaybı önlemek için. Bireylerin toplumun gençlik ve güzellik idealine karşı daha dirençli olmaları için. Bireylerin fiziksel güzelliğin ötesinde değerlerini fark etmeleri, büyümeye, değişmeye yaşlanmaya daha kolay kabul etmeleri için.

      

Bazen özel durumlarda: fiziksel görünümdeki ani değişiklikler, bireylerin kendilik algısı ve duygusal dengesini derinden etkileyebilir. Kazalar, yanıklar, cilt hastalıklar veya ameliyatlar gibi durumlar kişinin beden imaji ve güzellik algısını zedeleyerek ciddi psikolojik zorluklara yol açabilir. Bu gibi durumlarda psikolojik destek, bireyin kendini yeniden tanımasına, değişiklikleri kabul etmesine ve yaşam kalitesini artırmasına yardımcı olur.

 

Psikolojik destek her zaman, her anlamda, her durumda bireyin sadece değişiklikleri kabul etmesine değil, aynı zamanda yeni bir anlam ve yaşam enerjisi bulmasına yardımcı olur.

 

 Oda ne zaman aydınlanır?” Girerken mi, Çıkarken mı? 

BAZEN BİRİNİN VARLIĞIYLA IŞIK DOLAR, BAZEN GİDİŞİYLE FERAHLIK GELİR. Önemli olan, o odada ne bıraktığımızdır: Sevgi mi, huzur mu, sessizlik mi?

 

Bu da bir Güzellik algısı değil mi?

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!