Yeni Eğitim-Öğretim Yılına Başlarken
Sevgili Ailem okurlarımız, sizlere yine kavuşmanın heyecanı ve mutluluğu ile yazıma başlamak istiyorum. Yaz tatili sona erip okul hazırlıkları başladı. Özellikle okul öncesi kreşe başlayacak olan miniklerimizin ve sevgili ailelerin heyecanı, bir o kadar da sosyal hayata başlayacak olmalarının mutluluğu çok güzel. Aynı zamanda ilk defa okul ortamına katılacak sevgili minikleri hastalıklardan nasıl koruyabileceğiz? Sonbaharın yavaştan geldiği, sabah ve akşam saatlerinde sıcaklıkların düşmesi ile hafiften mevsim geçişi rahatsızlıkları da başladı. Özellikle son günlerde üst ve alt solunum yolu hastalıkları, tatil dönüşü idrar yolu enfeksiyonları, kusma ve ishal vakaları artış gösterdi. Gündüz aşırı sıcak havadan bunalıp açılan klimalara olan maruziyet, yine gözlerde oluşan enfeksiyonlar ve mevsim alerjileri başladı. Önceki yazılarımda hem bağışıklık sistemimizi güçlendirecek hem de sevgili çocuklarımızı hastalıklardan koruyabilmek ve okul başarılarını artırmak üzerine neler yapabiliriz detaylı olarak yazmıştım. Eylül ayına girdiğimiz şu günlerde bir kez daha üzerinde durmak ve hatırlatmak isterim.
Okulun İlk Yıllarında Hastalık Döngüsü
Ailelerin korkulu rüyası, ilk defa okula başlayacak çocukların sık sık hastalanmaları. Evlerde hijyenik koşullarda tertemiz büyüttüğümüz yavrularımız okula adım atar atmaz hastalıklarla tanışıyor. Birden fazla öğrencinin bir arada olması hastalıkları sürekli olarak birbirlerine bulaştırıp sonrasında eve taşıdıkları enfeksiyonlara sebep olabildiği gibi tüm aile fertlerini hasta edebilmekte. Hatta tedavi olduktan sonra iyileşip okula dönen çocuklar tekrar bulaş riski ile karşılaşıp yeniden hasta olabilmekte… Bu kısır döngü sürekli tekrar etmektedir. Gelen danışanlarımızdan sürekli antibiyotik reçeteleri ile karşılaşmaktayız.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirmenin Önemi
Aslında mevsim geçişlerinde ve değişen hava koşullarına karşı vücudumuzu ve özellikle bağışıklık sistemimizi güçlendirmek yerinde olacaktır. Güneş ışınlarının azalması, gündüzlerin kısalması insan vücudunu olumsuz etkiler. Yaz tatilinde özellikle evde çocuklarımızın bozulan uyku düzenini derhal revize etmemiz, erken yatıp erken kalkmaya teşvik etmeliyiz. Biz yetişkinler de sirkadiyen ritmimize uygun yaşamalıyız. Vücudumuzun bir biyolojik saati olduğunun farkına varıp kaliteli ve düzenli bir uyku uyumaya özen göstermeliyiz. Sağlığımızın en önemli anahtarı uyku uyumaktır. Vücudumuz uyku halinde belirli hormonları, melatonin gibi özellikle çocuklarda büyüme hormonu salınmakta, sabahın ilk ışıkları ile de bizi güne hazırlayacak olan kortizol gibi hormonlar salınmaktadır. Bizler bu biyolojik ritme aykırı olarak yaşarsak vücut dengesi etkilenir. Yine bağışıklık sistemimizi korumak ve desteklemek için, fiziksel aktivite ve spor yapmak hem bedensel hem de ruhsal olarak fayda sağlar. Sağlıklı ve güçlü bağışıklığın bir diğer önemli kriteri de dengeli beslenmektir. Özellikle mevsimine uygun gıdalar tüketmek, protein ve sağlıklı yağlardan zengin bir beslenme diyeti gereklidir. Sarı, turuncu, kırmızı ve mor meyve ve besinler tüketmek içerdikleri antioksidanlardan dolayı önem arz eder.
Sonbaharda Dikkat Edilmesi Gereken Besinler
Sonbahar mevsiminin gelmesi ile insanlar ev, restoran ve AVM gibi kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirmeye başlar. Kapalı alanlarda geçirilen bu süreler virüslerin daha fazla bulaşmasına zemin hazırlar. Azalan güneş ışığı D vitamini sentezini azalttığı için enfeksiyonlara yakalanma riski de artar. Bağışıklık sistemini güçlendirecek en önemli kaynaklardan biri C vitamini, beta karoten ve çinkodur.
C vitamini kaynakları sonbahar aylarında bağışıklık sistemini desteklemek ve hastalıklardan korumak için en çok tüketilen besinler arasındadır. C vitamini, enflamasyon giderici etkisi olan güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık sistemimizde görevli B ve T hücrelerinin farklılaşmasını ve çoğalmasını da artırır. C vitamini kaynakları turunçgiller olsa da kırmızı biber, C vitamini açısından portakala göre 3 kat daha fazla C vitamini içeren bir sebzedir. Salatalara kırmızı biber ekleyerek C vitamini ihtiyacımızı büyük ölçüde karşılayabiliriz.
Havuç ve tatlı patates, beta karoten içeren bitkisel bir A vitamini kaynağıdır. Beta karoten vücuda alındığında bağışıklık güçlendirici etkiler gösteren A vitaminine dönüşür. A vitamini de vücudun enfeksiyonlara karşı savaşmasına yardımcı olur.
İnsan vücudu için son derece önemli minerallerden biri olan çinko, bağışıklık sistemini destekler. Çinko, cilt bariyerinin güçlendirilmesinde, lenfositler içindeki gen düzenlemesinde, bağışıklık sisteminin birçok noktasında etkilidir. Çinko eksikliği olan insanlar çeşitli patojenlere karşı daha duyarlı hale gelebilir. Bağışıklık sistemini güçlendirecek besinlerin bulunduğu dengeli bir diyetin çinko bakımından zengin gıdaları yeterli miktarda içermesi önemlidir. Kabak çekirdeği ve ıspanak, zengin çinko kaynaklarıdır.
Antioksidanlar da hücrelerde oksidasyon sonucu meydana gelen serbest radikalleri etkisiz hale getirerek hücre hasarını önler. Antioksidanlar bağışıklık sistemini korur, bakterilere, virüslere ve parazitlere karşı direnci artırır. Nar ve yaban mersini, antioksidan içeriği bakımından zengin polifenoller içeren besinlerdir. Antioksidan kaynakları arasında yer alan nar, sonbahar aylarında bağışıklık destekleyici olarak tüketilebilir. Flavonoidler içeren yaban mersini de antioksidan etkisi nedeni ile hücreleri koruyabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
Uyku, Stres ve Egzersizin Etkisi
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmekten, düzenli uyku düzeni ve stres yönetiminden bahsettik. Kortizol seviyelerindeki artışa sebep olan stresle başa çıkmak, fonksiyonel bir bağışıklık sistemi için önemlidir. Yine yapılan araştırmalar göstermiştir ki düzenli yapılan fiziksel aktivite ve egzersiz, vücudun savunma aktivitesini ve metabolik sağlığı iyileştirmektedir.
Hijyen ve Kişisel Öz Bakım
Hastalıklardan korunmanın belki de en önemli yollarından biri de kişisel öz bakım ve hijyene dikkat etmektir. Pandemi döneminde ellerimizi yıkamanın ve hijyen kurallarına dikkat etmenin ne kadar önemli olduğuna şahit olduk. Maske kullanımı özellikle solunum yolu hastalıklarında koruyucu olmuş ve bulaş riskini en aza indirmişti. Özellikle okula başlayacak çocuklarımıza temizlik ve hijyen kurallarını öğretmek, toplu kullanılan tuvalet gibi yerlerde elleri yıkama alışkanlığı kazandırmalıdır.
Bulantı, kusma, ishal gibi yine sıklıkla görülen şikâyetler özellikle yuva, kreş, okul gibi kalabalık ortamlardan bulaşabilir. Bağırsak florasını korumak ve bağışıklık sistemini desteklemek için okul çağındaki çocuklar için probiyotik takviyeler kullanmak yerinde olacaktır. Bu konuda doktorunuz veya eczacınız, sizin ve çocuklarınız için en uygun probiyotik, prebiyotiği önerecektir.
Okullarda Bit Salgınları
Okulların açılması ile en sık görülen salgınlardan biri de bit salgınlarıdır. Çocukların özellikle okul öncesi kreşlerde birbirleri ile yakın temasta bulunması bulaş riskine yol açmaktadır. Çocuklardan evdeki diğer aile bireylerine bulaşarak tatsız bir durum yaratmaktadır.
Bu konuda yine eczacınızın önereceği bit kovucu tokalar, yaka rozetleri, koruyucu spreyler kullanılabilir. Aromaterapi ile ilgilenen eczaneler bit kovucu sprey ve roll-on’lar hazırlayabilir. Doğal aromatik uçucu yağlardan hazırlanan bu spreyler sadece bit ve sirkeye karşı koruyucu değil, aynı zamanda bakteri ve virüslere karşı da koruma sağlar. Yine pandemi döneminde sıklıkla hazırladığımız bu karışım ve spreyler doğal ve organik olarak vücut etrafında koruyucu bir kalkan oluşturarak havada asılı olan mikroplardan bizleri korur. Okula gitmeden çocuklarımıza ve hatta okul çantaları ve arabalarına dahi bolca fıslatarak ve gün içinde birkaç defa spreyleyerek korunabiliriz.
Doğal Takviyeler ve Destekler
Yine solunum ve ağız yoluyla bakteri ve virüslerden korunmak için propolis içeren boğaz spreyleri de tercih edilebilir. Hem hastalıklara yakalanma oranı azalır hem de yakalandıysak hafif ve ayakta atlatmamızı sağlar. Özellikle ilk defa okul ile tanışacak çocuklarımıza bağışıklık sistemi için omega-3 yağ asitleri içeren şuruplar, resveratrol, çinko içeren takviyeler verebiliriz.
Omega-3 yağ asitleri içeren balık yağı şurupları okul döneminde konsantrasyon ve odaklanmaya da yardımcı olur. Mevsim geçişlerinde en sık görülen mevsimsel alerjik reaksiyonlar ve burun tıkanıklıklarında kuersetin ve çörek otu yağı içeren takviyeler faydalı olacaktır. Burun açar olarak ise aromaterapik karışımlar bebek ve çocuklarda yine çok fayda gördüğümüz desteklerdir.
Sağlıklı, başarılı ve mutlu bir ders yılı; gözbebeğimiz evlatlarımıza ve biz ebeveynlere güzel bir eğitim-öğretim yılı dilerim, sevgilerimle.
- eczebrutandogan