İzmit’te estetik ve güzellik alanında güvenli dokunuşlarıyla fark yaratan bir isim…
Op. Dr. Yasin Ünal, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi alanındaki bilgi birikimi ve titiz yaklaşımıyla hem doğallığı koruyan hem de kişinin kendini iyi hissetmesini sağlayan sonuçlar elde ediyor.
Kendi kliniğinde, botoks ve dolgudan lazer ve dövme silmeye, cilt gençleştirmeden ameliyatsız estetik uygulamalara kadar geniş bir yelpazede hizmet veren Dr. Ünal, her zaman “sağlık ve estetiğin bir bütün” olduğu anlayışıyla hareket ediyor.
Biz de kendisiyle, hem meslek yolculuğunu hem de estetik uygulamalar hakkında merak edilenleri konuştuk.
“Doğal güzellik, doğru ellerde başlar.”
Op. Dr. Yasin Ünal ile modern estetikte denge, doğallık ve güven üzerine…

Sizi tanıyabilir miyiz? Bu alana yönelmenizde sizi en çok etkileyen şey neydi?
Ben Yasin Ünal. Aslında hiçbir zaman doktor olmayı hayal eden bir insan değildim. Fakat doktor olduktan sonra, “Ben bu mesleğin içinde en iyisini, en bana uygun olanını hangisinde yaparım?” diye düşünürken plastik cerrahiyi seçtim. Çünkü doktorluk çok zor bir meslek; her şeyi bilmeniz, her konuda hâkim olmanız gerekiyor. Ancak görsel tarafı güçlü olan, sanata yatkın bir alan arıyordum ve plastik cerrahi bunu bana fazlasıyla sundu.
Üniversiteyi bitirdikten sonra da tek tercihim plastik cerrahi oldu. Çünkü elimi dokundurup bir şeyleri şekillendirmeyi seviyorum. Yaklaşık 17 yıldır da plastik cerrahi uzmanı olarak bu alanda hizmet veriyorum.

Bu alana yönelmenizde sizi en çok etkileyen şey neydi?
Kesinlikle görselliğe olan ilgim. Küçüklüğümden beri bir şeyleri şekillendirmeyi, onlara form kazandırmayı çok severdim. Ortaokuldayken tebeşirden Nasrettin Hoca heykelleri yapardım. Üniversite yıllarında ise bonsai sanatıyla ilgilendim, heykel kurslarına gittim. El becerime ve görsel hafızama hep güvendim. Ezberlemenin önemli olduğu alanlar bana göre değildi; ben daha çok gözlemleyen, hisseden, şekillendiren biriyim. Plastik cerrahi bana hem bilimi hem sanatı bir arada yaşama fırsatı sundu. Bu yüzden her ameliyat, her işlem benim için aynı zamanda bir sanat eseri yaratmak gibi.
Neden plastik cerrahi? Bu alan sizin için ne ifade ediyor?
Plastik cerrahi kelimesi Yunanca “plastikos”tan gelir; şekil vermek, yeniden biçimlendirmek anlamındadır.
“Rekonstrüktif” kısmı ise bozulanı onarmak, yeniden yapmak demektir.
Biz sadece estetikle ilgilenmeyiz; el cerrahisi, yüz travmaları, yanıklar, kaza sonrası rekonstrüksiyon gibi birçok ciddi vakayı da kapsar.
Yani bir yandan güzelliği yeniden şekillendirirken, diğer yandan hayatı da yeniden kurarız.
Örneğin burun ameliyatlarında yalnızca estetiğe odaklanmam.
Nefes alma problemi varsa, mutlaka onu da düzeltirim. Çünkü bir evin çatısını onarmak yetmez; kolonları da sağlam olmalıdır.
Benim için plastik cerrahi sadece bir meslek değil, bir sanattır. Her ameliyat bir tablo, her hasta benzersiz bir eserdir.

Size göre iyi yapılmış bir estetik uygulamayı başarılı kılan şey nedir?
Bana göre iyi yapılmış bir estetik uygulamayı başarılı kılan şey, insanların bunu fark etmemesidir. Günümüzde maalesef “fark edilmek” estetikle eş anlamlı hale geldi. Oysa bizler için önemli olan, kişinin kendi yüzüne en uygun ve en doğal halini koruyabilmektir.
Filtre gibi yapay sonuçlar değil; “Sen ama daha iyisin” dedirtecek kadar doğal sonuçlar hedefleriz. Bir yüz germede bile amaç, kişiyi daha genç hale getirmek ama onu tamamen değiştirmeden, o kişiliği bozmadan yapmaktır. Hastam aynaya baktığında “Bu ben değilim” dememelidir. Bizim hedefimiz “Bu benim, ama daha taze, daha canlı halim” dedirtmektir.
Kliniğinizde hangi işlemler yapılıyor?
Kliniğimizde hem estetik cerrahi hem de medikal estetik alanında aklınıza gelebilecek tüm işlemleri sunuyoruz.
Minimal invaziv işlemler olarak dolgu, botoks, mezoterapi, PRP, gençlik aşısı gibi uygulamaların yanı sıra, en son teknoloji lazer cihazlarımızla cilt gençleştirme, sıkılaştırma, leke tedavisi, dövme silme ve kılcal damar tedavileri gibi birçok lazer işlemi yapıyoruz.
Ayrıca lokal anesteziyle yapılan göz kapağı estetiği, gıdı liposuction gibi işlemlerin yanında genel anestezi altında vücut şekillendirme ameliyatları; göğüs büyütme, küçültme, karın germe, kol-bacak germe gibi pek çok operasyonu da gerçekleştiriyoruz.

Gençlik aşısı ve mezoterapi işlemleri arasındaki fark nedir?
Aslında isimleri farklı ama temelde birbirine çok benzer işlemlerdir. Mezoterapi, bağ dokusunu güçlendirmek ve cildi beslemek amacıyla geliştirilmiş bir yöntemdir.
Eskiden E ve C vitamini gibi bileşenleri karıştırarak kendi karışımlarımızı hazırlardık. Teknoloji geliştikçe, hazır ve içeriği zengin ürünler çıktı. Bunlara hyaluronik asit ve aminoasit eklendiğinde cilt su tutma kapasitesini artırdı, nem dengesini düzenledi ve ışıltı kattı. İşte bu yeni formülasyonlar “gençlik aşısı” olarak anılmaya başlandı.
Ayrıca somon DNA’sı ve büyüme faktörleri içeren karışımlar da mezoterapi grubundadır. Yani hepsi aynı ailenin farklı üyeleridir; amaç cildi canlandırmak, yenilemek ve genç tutmaktır.
“Zamanı durduramazsınız ama cildinizi zamanı yakalayacak kadar koruyabilirsiniz.”
Bu işlemler hangi yaşta başlamalı? Koruyucu estetik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz koruyucu estetiği çok önemsiyoruz. Tıpta nasıl koruyucu hekimlik varsa, bizim alanımızda da amaç yaşlanmayı geciktirmek, daha sağlıklı ve doğal yaş almayı sağlamaktır.
Gençlik aşısı, mezoterapi, PRP gibi işlemler aslında cildin yaşlanmadan korunmasını sağlar. Bu uygulamalara 20 yaşından sonra başlanabilir.
Bazı genç hastalarımda, örneğin akne problemi olan 16 yaşındaki kişilerde bile erken müdahale gerekebilir. Önemli olan cildin ihtiyacını doğru zamanda tespit etmektir.
Zamanında başlanan küçük dokunuşlar, yıllar sonra büyük farklar yaratır.
Birçok hastam 5-6 yıl önce başladığı düzenli bakımlar sayesinde bugün geçmişteki halinden bile daha genç görünüyor. Bizim amacımız, yaşlanmadan önce koruyarak doğal güzelliği sürdürmektir.

Estetik uygulamalarda en sık yapılan hatalar nelerdir?
En büyük hata, abartıya kaçmaktır. Her hastama söylerim; “İhtiyacınız olmayan hiçbir işlemi yapmam.”
Eğer birinin gözaltı dolgusuna ya da fazla miktarda dudak dolgusu işlemine ihtiyacı yoksa bunu uygulamam. Çünkü önemli olan dengeyi ve doğallığı korumaktır.
Birçok insan aynı çene, aynı elmacık kemiği, aynı dudaklarla dolaşıyor. Oysa her yüz farklıdır. Aynı şablonlarla yapılan işlemler kişiliği yok eder.
Ben her zaman önce küçük dokunuşlarla başlarım. Gerekirse sonra artırırız. Ama doğallığı kaybettiğiniz anda estetik anlamını yitirir.
‘’Kalıcı hasar olarak aklınıza ne gelirse hepsine yol açabilir!’’
Merdiven altı yerlerde yapılan estetik işlemler ne gibi riskler taşır?
Kalıcı hasar olarak aklınıza ne gelirse hepsine yol açabilir. Enfeksiyon, ciddi alerjiler, sinir hasarları, göz kapağı düşmesi, hatta körlük riski bile oluşabilir.
Bu durumun iki temel sebebi vardır: kullanılan ürünün kalitesiz olması ve işlemi yapan kişinin anatomi bilgisine sahip olmamasıdır.
Ne kadar kaliteli ürün kullanırsanız kullanın, doğru yere yapılmadığı sürece sonuç tehlikelidir.
Bu bir yemek gibidir: kaliteli malzeme ve usta bir şef olmadan o lezzet yakalanmaz.
Dövme silmede kullanılan lazer teknolojileri arasında fark var mı?
Kesinlikle var. Dövme silme işlemi, cilt altına yerleşmiş pigmentleri parçalamakla ilgilidir.
Kullandığımız lazerin bu pigmenti görüp, parçalarken cilde zarar vermemesi gerekir.
Bu yüzden Q-Switch ve Pico lazer sistemleri altın standart olarak kabul edilir.
Ancak her cihaz aynı kalitede değildir. Enerji atımı, markası, teknolojisi sonucu doğrudan etkiler.
Kaliteli bir cihaz, hem daha kısa sürede hem de iz bırakmadan işlem yapmamızı sağlar.
Piyasada sahte ve kalitesiz ürünler var mı?
Evet, maalesef var. Çin’den gelen, yurt dışından kaçak yollarla sokulan botoks, dolgu ve mezoterapi ürünleri piyasada çok yaygın.
Tıpkı markalı bir çantanın taklidi gibi, bu ürünlerin de sahte versiyonları var.
Ancak bir botoksun içeriğini, dozajını ya da sterilitesini bilmediğiniz bir ürünü kullanmak, ciddi riskler taşır.
Yasal olarak satılan ürünler arasında bile fiyat farkı vardır. Çünkü her markanın güvenilirliği ve performansı farklıdır.
Toyota da arabadır, Bugatti de. Ama ikisinin sunduğu güvenlik ve performans aynı değildir.
“Kaliteli ürün, güvenli sonuç demektir.”
Son dönemde erkeklerin estetiğe ilgisi arttı. Erkek yüz anatomisinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Erkeklerin yüz hatları kadınlardan çok farklıdır. Dolayısıyla aynı dolguyu, aynı çeneyi ya da elmacık kemiğini erkeklere uygulamak doğru değildir.
Erkek yüzü daha maskülen, köşeli ve net hatlara sahiptir.
Bir erkeğe uzun ve sivri çene, kalkık kaş veya fazla belirgin elmacık kemiği yapmak onu feminen gösterir.
Benim anlayışımda estetik, kişinin karakterine uygun olmalıdır. Erkekte maskülen çizgiler, kadında zarif hatlar korunmalıdır. Her yüze her kişiye ezbere aynı şekilde uygulamak son derece yanlıştır.
Hastalarınızdan gelen en ilginç taleplerden biri neydi?
Bir hastam “kaz ayaklarımı istemiyorum” diyeceğine “tavuk ayaklarımı istemiyorum” demişti, hâlâ gülerek hatırlarım.
Onun dışında genelde insanlar sosyal medyadaki trendlere kapılıp, kendilerine uymayan isteklerle gelirler.
Herkes “cat eyes” ya da “fox eyes” olmak istiyor ama herkesin yüz tipi buna uygun değil.
Ben, hastama yakışmayacak hiçbir işlemi yapmam. Çünkü doğallık her zaman trendlerden değerlidir.
Sosyal medyanın güzellik algısı üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sosyal medya maalesef güzellik algısını tamamen değiştirdi.
Filtrelerle herkes mükemmel görünüyor. Bazen bana gelen hastalarla sosyal medyadaki fotoğraflarını karşılaştırdığımda “Aynı kişi mi?” diye tereddüt ediyorum.
İnsanlar artık “Benjamin Button” gibi yaşını tersine çevirmek istiyor.
Ama bizlerin sihirli değneği yok; 60 yaşındaki birini 25 yaşında göstermek mümkün değil.
Biz sadece kişinin mevcut yüzünü daha genç, daha dinç ve daha doğal hale getiriyoruz.
Filtreyle yapılanı yalnızca filtre yapabilir, biz değil.
Siz hangi işlemleri kendinize veya yakınlarınıza uyguluyorsunuz?
İğneden korktuğum için kendime çok fazla botoks uygulamıyorum, yalnızca diş sıkma (masseter) botoksu yaptım.
Düzenli olarak cilt lazeri yaptırıyorum çünkü bu, cilt yaşlanmasını geciktiren ve cilt kalitesini artıran bir yöntemdir.
Yakınlarıma düzenli botoks, dolgu, ip askı, lazerle cilt sıkılaştırma işlemleri uyguluyorum.
Benim bakış açım basit: “Bir aşçı kendi yemeyeceği yemeği kimseye yedirmez.”
Biz de kendimize güvenmediğimiz hiçbir işlemi hastalarımıza yapmayız.
Hiç işlem yaptırmamış biri nereden başlamalı?
Öncelikle bu işin uzmanı bir hekimle görüşmek gerekir.
Aynaya baktığınızda sizi rahatsız eden şeyi net bir şekilde tanımlamalısınız.
“Hocam bana ne yapılabilir?” sorusunu sevmem. Çünkü bu, kişisel bir yolculuktur.
Her şey yapılabilir ama önemli olan sizin neden şikayetçi olduğunuzdur.
Sorununuzu belirledikten sonra, hekiminiz size uygun alternatifleri sunar.
Bu tıpkı araba almak gibidir: ihtiyaçlarınızı, bütçenizi, zamanınızı belirleyip adım adım ilerlersiniz.
Bir günde her şeyi yaptırmak zorunda değilsiniz. Küçük dokunuşlarla başlamak en doğrusudur.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah
🏠Nazer Inn İş Merkezi / Kat:3 Ofis:35 İzmit/Kocaeli
Bilgi & İletişim 👇🏻
📞05435624043






