Merhaba Sevgili Ailem Kocaeli Okurları,
Yaz mevsimi artık kapımızda. Haziran ayı, doğanın tüm cömertliğiyle kucakladığı, içimizi ısıtan güneşiyle moral verdiği bir zaman dilimi. Tatil planlarının yapılmaya başlandığı, çocukların karnelerini alıp yaz tatiline hazırlandığı bu günlerde biz de Ailem Kocaeli ailesi olarak yepyeni bir sayıyla yine sizlerle birlikteyiz. Her yeni ayda, sayfalarımıza daha fazla emek, daha fazla sevgi ve daha fazla heyecan sığdırmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz.
Geride bıraktığımız Mayıs ayı yine bizler için dolu dolu geçti. Anneler Günü vesilesiyle annelerimizin kıymetini bir kez daha anladık, sayfalarımızda onlara yer verdik. Dergimizin Mayıs sayısı, Kocaeli genelinde büyük ses getirdi. Geri dönüşler, sosyal medyada paylaşımlar, telefonlar, mesajlar… Hepsi bizleri daha da motive etti. Her defasında söylediğimiz gibi: siz varsanız, biz de varız. Okurlarımızın ve reklam verenlerimizin desteği, yürüdüğümüz bu yolda en güçlü ışığımız.
Haziran sayısı ise bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Çünkü bu ay, aynı zamanda yılın ikinci yarısına doğru adım attığımız, biraz soluklanıp, biraz da önümüze daha emin adımlarla baktığımız bir döneme denk geliyor. 18 sayı önce “acaba nasıl olur?”, “başarabilir miyiz?” diye sorduğumuz o ilk günden bugünlere geldiğimizde, göğsümüz kabarıyor. Bugün itibariyle 2025 yılı kapaklarımızın tamamı rezerve edilmiş durumda. Evet, yanlış duymadınız: 2025 kapaklarımız satıldı ve şimdiden 2026 yılı için görüşmeler yapmaya başladık. Bu, bizim için büyük bir gurur. Hem de çok büyük.
Tabii ki her başarı hikâyesinde olduğu gibi bizim yolculuğumuzda da izleyenler, konuşanlar, “acaba bir yerde tökezlerler mi?” diye bekleyenler eksik olmadı. Ancak biz işimize baktık. Gündem yaratmakla değil, iş üretmekle ilgilendik. Konuşmak kolaydı, biz üretmeyi seçtik. Bugün geldiğimiz noktada, rakiplerimizin hâlâ bizim bir önceki sayımızın kapağını konuşuyor olması, bizim ise iki yıl sonrasının planlarını yapıyor olmamız… Sanırım farkı anlatmak için daha fazlasına gerek yok.
Haziran ayının en özel yönlerinden biri de tabii ki Babalar Günü ve Kurban Bayramı’nı içinde barındırması. Babalar Günü vesilesiyle tüm babaların bu özel gününü kutluyorum. Hayatımıza yön veren, bize güveni, disiplini, sorumluluğu öğreten tüm babalar iyi ki var. Eşim başta olmak üzere evlatlarına hem yoldaş hem rol model olan tüm babaları kalpten selamlıyorum. Ve elbette ki rahmetli babamı da sevgiyle, minnetle anıyorum. Onların gölgesi, sevgisi ve öğretileri ömür boyu bizimle.
Bu ayki kapak konuğumuz, baba-oğul birlikteliğinin iş dünyasındaki güzel örneklerinden biri: K-Yapı’nın kurucusu Kadir Yıldız ve oğlu Ali Yıldız. Samimiyetleri, vizyonları ve aile bağları gerçekten ilham vericiydi. Onları tanımaktan büyük memnuniyet duyduk. Bu birliktelik, dergimizin Haziran enerjisini daha da güzelleştirdi diyebilirim.
Tatil planları yapan, çocuklarıyla vakit geçirmeyi sabırsızlıkla bekleyen tüm aileler için huzurlu, sağlıklı, mutlu bir yaz diliyorum. Biz yine buradayız, yaz sıcaklarına inat, heyecanımızı hiç kaybetmeden, yeni projelerle, yeni fikirlerle, daha da iyisini sunmak için çalışmaya devam ediyoruz.
Bizi takip etmeye, desteklemeye devam edin. Çünkü bu sadece bir dergi değil… Bu, koca bir emeğin, inancın ve ekip ruhunun dışa vurumu.
Sevgi ve saygılarımla,
Merve Coşar Elyıldırım
Mayıs : Geleceğe Güvenle, Gençliğe Umutla
Her mevsim ayrı bir hikâye yazar bize… Nisan ayı da coşkusuyla geldi ve içimizde tatlı bir umut bırakarak geride kaldı. Çocuklar için bayramlarla dolu bir aydı bu… Ve biz yetişkinler için de hatırlatıcıydı; geleceği inşa edecek olan nesillerin gözlerindeki ışığı görmek, sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlattı.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir gurur ve sevinçle kutladık. Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu özel gün, aslında sadece onların değil, hepimizin bayramı. Çünkü bir toplumun geleceği, çocuklarının mutluluğu kadar güçlüdür. O gün, rengârenk etkinliklerde çocuklarımızın ellerini tuttuk, oyunlarına eşlik ettik, gülüşlerine ortak olduk. Onların saf gülüşlerinde gördüğümüz umut, bize en karanlık zamanlarda bile rehberlik eden bir ışık gibi… Unutulmamalı ki, aydınlık yarınlar, iyi yetişmiş çocukların ellerinde yükselecek. Onlara bırakacağımız dünya, sadece bir miras değil, aynı zamanda bir emanet.
Ancak Nisan ayı yalnızca bayram sevinciyle değil, içimizi ürperten bir gerçekle de yüzleştirdi bizleri. Ülkemizin farklı bir bölgesinde meydana gelen deprem, neyse ki bir yıkıma yol açmadı. Can kaybı yaşanmadı, ciddi bir hasar rapor edilmedi. Fakat yine de, deprem gerçeğini bir kez daha fark ettik. Her sarsıntı bize şunu hatırlatıyor: Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var ve o bedel, hazırlıklı olmaktan geçiyor. Bilimin ışığında, aklın rehberliğinde, sağlam yapılarla, doğru planlamalarla ancak geleceğe güvenle bakabiliriz. Unutmayalım; deprem öldürmez, ihmal öldürür. Ve bizler, çocuklarımıza güvenli şehirler bırakmakla yükümlüyüz.
İşte tam da bu noktada, Mayıs sayımızın kapak konuğu olan Levent Bakkal’ın vizyonu ve yaptığı işler dikkate değer bir örnek oluşturuyor. Leda Yapı’nın kurucusu olarak inşaat sektöründe yıllardır edindiği bilgi birikimi, bugün daha da anlamlı bir zemine oturuyor. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajda, sadece yapıdan, projeden, betonarme tekniklerden değil; güven duygusundan, insan yaşamına değer katmaktan söz ettik. Sağlam yapılar inşa etmenin, yalnızca mühendislik değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk olduğuna olan inancını paylaştı bizimle.
Levent Bey’in bir başka yönü ise, açıkçası benim eczacı kimliğimle ayrıca ilgimi çekti. Aynı zamanda bir ilaç firmasının sahibi olması, sağlıklı yaşamın yalnızca bireysel değil, toplumsal anlamda da ne kadar önemli olduğunu bilen bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor. Sağlık ve güven, onun iş yaşamında iki temel kavram olarak karşımıza çıkıyor. Fotoğraf çekimi sırasında da, sohbetimiz boyunca da, bu iki değerin Levent Bey’in her kararına nasıl yön verdiğini hissetmek mümkündü. Keyifli, samimi ama aynı zamanda ciddi ve bilinçli bir çekim gerçekleştirdik. Röportajı okurken sizler de bu çizgiyi fark edeceksiniz.
Mayıs ayı ise bizlere çok özel bir tarihi daha getiriyor. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı… Bu toprakların yeniden dirilişini simgeleyen bir gün. Atatürk’ün Samsun’a çıkarak yaktığı kurtuluş meşalesi, bu milletin azim ve kararlılıkla neler başarabileceğinin en büyük kanıtı. Bugün o meşale, gençliğin ellerinde yanmaya devam ediyor.
“Bütün ümidim gençliktedir” diyen Atatürk, bu ülkenin geleceğini gençlerin vicdanına, aklına ve yüreğine emanet etti. Bugünün gençleri, teknolojiyi bilen, sorgulayan, araştıran, dünyayı takip eden bireyler… Biz yetişkinlere düşen görev ise onların önündeki engelleri kaldırmak, fırsat eşitliğini sağlamak ve her daim yanlarında olduğumuzu hissettirmek. Çünkü gençlik, sadece bir yaş dönemi değil; aynı zamanda bir inanç, bir heyecan, bir direniş biçimidir. Bu ülkenin yarını, o heyecanın sönmemesine bağlı.
Ve elbette Mayıs ayının en kıymetli günlerinden biri: Anneler Günü. Sevginin, sabrın, fedakârlığın vücut bulmuş hali olan annelerimiz… Hayatın en güçlü omuzları, en sessiz kahramanları. Bir günle sınırlanamayacak kadar büyük bir değeri temsil ediyorlar. Ama yine de bu özel gün, onlara sevgimizi söylemek, yanlarında olduğumuzu hissettirmek için güzel bir vesile.
Bir anne olarak, bu duyguyu hem yaşayan hem yaşatan biri olarak söyleyebilirim ki, bir çocuğun gülümsemesinde en çok anne yüreği gizlidir. Tüm annelerimizin Anneler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. İyi ki varsınız…
Ailem Kocaeli ailesi olarak biz de bu duygularla, umut veren hikâyeleri sayfalarımıza taşımaya; topluma ilham veren isimlerle sizleri buluşturmaya devam ediyoruz. Sayfalarımızda güven var, emek var, sevgi var. Nice güzel ayları birlikte karşılamak dileğiyle…
Sevgiyle,
Merve Coşar Elyıldırım
Genel Yayın Yönetmeni
