Rahatlamış gibiydi. İstediği olmuştu.. Nihayet tutsak olduğu rahat edemediğini düşündüğü İstanbul’dan Anadolu’ya hareketinin fırsat ve imkan bulmuştu. Gidiyordu… 9.Orud Müfettişi sıfatıyla karadenizde oluşan başıboşluğun (!) hesabını sormak için bizzat padişah tarafından görevlendirilmişiti. Vahdettin’in dudaklarından o sihirli cümle çıkmıştı. “Bizzat emrimle Kemal Paşa görevlendirilsin..!”
Bandırma..!!
Zamanında Yunan bayrakları ile donatılmıştı.
Hepsi indirildi.
Şanlı bir sefere hazırlanıyormuş edasıyla 16 Mayıs gününe hazır hale getiriliyordu.
Ki zaten öyleydi ancak bunu hiç kimse bilmiyordu..
Bir kişi hariç.. Mustafa Kemal Paşa..
Kafasında tüm plan hazırdı. Denir ki padişahın emrini elinde tutuyorken İSTİFA MEKTUBU iç cebindeydi.. İlk adımlarını gemiye attığı andan itibaren 19 Mayıs’a kadar tüm olasılıkları ve planlarını kafasında kurdu.
Zordu..
Meşakkatliydi..
Ama bu milletle imkansız değildi. Başarılacaktı.. Güvendiği tek şey ise bu gazi milletti.. Gücünü kuvvetini ve tüm dayanma kudretini bu aziz milletin ferasetinden alıyordu. Gözleri çakmak çakmak bakar halde İstanbul’dan demir alan Bandırma bir bir İngiliz ve Yunan zırhlılarının arasından bağımsızlığa koşar gibi geçiyordu.
Sabırsızlanıyordu..
Bir an evvel orada milletin yanında ve arasında olmalıydı. 3 gün süren zor ve uzun geçen geceden sonra Samsun’a yanaşıldı. Mustafa Kemal’in Samsun’a geleceği haberi Anadolu’da büyük yankı bulmuştu. Anadolu’da müdafaayı bekleyen ve bağımsızlık hareketinin derlenip toparlanmasını arzulayan kitleler onu bekliyordu.
Ama Mustafa Kemal beraberinde onlar için soru işaretiyle de gelmiş olabilirdi.
Ne olacaktı?
Gelen subay İstanbul yönetimine mi uyacaktı yoksa milli iradeye sahip mi çıkacaktı?
Gelen subay milli mücadeleyi kıracak mıydı yoksa kuracak mıydı?
Bilinmiyordu..
Bir devletin talihi denirken boşa söylenmiyordu!!
Ya da bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıç noktası derken de öyle!!
İstanbul’dan gelen Bandırma 3 gün sonra Samsun’a yanaştı.
Tütün iskelesi.. O zaman ki adıyla Reji İskelesi..
O güne kadar önce birinci dünya savaşında Ruslar tarafından sonrada işgalde Fransızlar tarafından Samsun’un tüm iskeleleri bombalanarak kullanılamaz hale gelmişti. Bir tek bu küçük
koydan bozma Reji iskelesi..
Ama bu köhne ve dikkate değer bile olmayan bu yer koca bir ulusun bağımsızlık hareketinin başladığı bir yer olacaktı.
Mustafa Kemal ve 18 kişilik heyet Samsun’a ayak bastı. O kalabalık ve milletin iştahla bu mücadelenin kahramanını beklediğini anladı. Tam da düşündüğü gibi bu iş zordu ama bu milletle her zorluk aşılabilirdi.
Çok geçmeden üniformasıyla geldiği Samsun’da üniformasını çıkararak ‘İSTİFA’ etti. Artık milletin arasında SİVİL olarak yer aldı.
“Bağımsızlık benim karakterimdir.” sözü bu günden itibaren millete tesir etmişti. Milletten alınan güç Samsun’dan alınan destek yakın zaman sonra ‘Milletin kaderini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’ şekliyle yenilmez ve sarsılmaz bir karara bağlanmış oldu.
19 Mayıs öyle bir tarih ki Mustafa Kemal’e doğum günü sorulduğunda “Benim doğum günüm 19 Mayıs olarak bilinsin” demiştir.
19 Mayıs bağımsızlığın ve iradenin başlangıç günüdür..
19 Mayıs dirayetin günüdür..
19 Mayıs bir milletin dönüm noktasıdır.
19 Mayıs milli iradenin ilk günüdür.
19 Mayıs’ı bize yaşatan başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; milli mücadele ateşini Anadolu’da yakan ve yayan isimsiz tüm kahramanlara minnet ve şükranı her zaman borçluyuz. Borçlu olmaya da devam edeceğiz.
- kaanhocakocluk