Diyetisyen Ezgi KARAKOÇ İŞERİ – “Restoranda Yemek Yerken Bunlara Dikkat!”

RESTORANDA YEMEK YERKEN BUNLARA DİKKAT

Genelde çok sık duyduğumuz bir cümledir ‘Evdeyken diyetime uyabiliyorum ama dışarı çıkıp sosyalleşeceğim zaman ipin ucu kaçıyor.’ Diyet demek kendimizi eve kapatmak değildir. Diyet demek her öğün kendimize farklı yemek yapmak değildir. Bu yüzden diyetteyken kendimizi ortamlardan, hatta ev halkının yediği yemeklerden soyutlamamak lazım. Aksi takdirde sağlıklı beslenme işini ‘yaşam tarzı haline getirme’ olayı sadece bir klişeden ibaret kalabiliyor.

Sıklığına dikkat ettiğimiz sürece, bulunduğumuz ortama göre beslenme düzenlerimizi şekillendirebiliriz. Kalabalık bir arkadaş grubuyla gittiğimiz restoranda ‘ben diyetteyim’ deyip kenara çekilmek bir kilo verme sürecinde en istemeyeceğimiz şeydir. İşte hem diyetim bozulmasın, hem de sosyalleşebileyim dediğimiz bu noktada dikkat edeceğimiz bazı önemli detayları anlatacağım:

  • İlk dikkat edeceğiniz şey yemeğin pişme yöntemi olsun.

Nedendir bilinmez bir restoranda yemek siparişi verirken genelde protein gruplarını tercih ederiz. Zeytinyağlı taze fasulye, bol dereotlu bir enginar siparişi verdiğimiz eminim çok nadirdir. Hal böyle olunca protein gruplarında dikkat etmemiz gereken bazı önemli detaylar var. Örneğin sadece bir tavuklu salata sipariş verdiğimizi düşünürüz ama salatada kullanılan tavuk eğer bol yağda kızartılmışsa, bu pek de sağlıklı bir seçim olmayacaktır. Aynı şekilde en az haftada 2 gün önerdiğimiz balık tüketiminde, balık fırında veya ızgarada pişmeyip tavada kızartılıyorsa o noktada da bize yarardan çok zarar verecektir. Siparişi oluştururken lütfen pişme yöntemleri hakkında detaylı bilgi sahibi olun.

  • Yemekten önce gelen ekmek sepetini kaldırmalarını rica edin.

Masaya oturur oturmaz gelen ekmek sepeti içinde tazecik sıcak ekmek varsa, haliyle aç olduğumuz için elimiz direkt ekmeğe gidebiliyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda yemeklere önce lif kaynağı olan sebzeler, ikinci sırada protein ve yağ grupları, en son grup olarak karbonhidratları tüketmenin kan şekeri regülasyonu için daha iyi bir seçenek olduğu görülmüştür. Bu nedenle yemeğe karbonhidratla başlamamak adına gelen ekmek sepetinin daha masaya konmadan geri götürülmesini rica edebilirsiniz.

  • Tabaktaki karbonhidrat-protein-yağ dengesine dikkat edin.

Bir tabak hayal edin, bir köşesinde ızgara proteini var, hemen yanında yeşillikler, tabağın geri kalanında pilavı, patatesi, önden gelen çıtır börekleri, sepette duran sıcacık ekmekleri…

Şimdi bu tabloda gördüğümüz şey %80’i karbonhidrattan oluşan, %10 protein ve %10 kadar sebze içeren bir menü. Böyle bir durumda bu menünün bizi tok tutma süresi 1.5 saatten fazla olmayacaktır. Neden? Yeteri kadar proteini yok, sebzeyle lif desteği eksik, yüksek karbonhidratla kan şekerinde ani dalgalanmalar yaşanacak. Bu da iştahı tetikleyecektir. Verdiğimiz sipariş menüsünün en az yarısını sebze, diğer yarısını da protein ve karbonhidratın bölüşmesini isteriz ki tokluğu uzatalım ve iştah kontrolünü sağlayabilelim.

  • İçecek siparişi en önemlisi!

Normalde yemekle birlikte sıvı alımı pek önerilmez. Yemekten 15-20 dk önce sıvı alımı kesilmeli, yemek esnasında sıvı tüketilmemeli, yemekten sonra da yine 20-25 dk bekleyip daha sonra sıvı alınmalıdır. Yemekle birlikte aldığımız sıvılar,

  1. Mide asiditesini düşürerek mide hazmını zorlaştırır
  2. Mide hacmini zorlayarak şişkinlik yaratır
  3. Uzun vadede midenin genişlemesine sebep olur

En basit yemekle birlikte içtiğimiz su bile bunları yapabiliyorsa, asitli içecekler, yoğun şekerli kokteyllerde durumun daha vahim olduğunu unutmamalıyız.

  • Ve yemeğin sonunda canınız gerçekten tatlı istiyor mu?

Yemeğimiz bitti, hemen gözümüz tatlı menüsüne kayıyor. Yemeğin hemen peşine yediğimiz tatlılar zaten yükselen kan şekerimizde ani dengesizlikler yaratarak tip 2 diyabet riskini arttırabilir. Yemek sonrası en az 2 saat geçmeli ve ardından söyleyeceğimiz tatlı kesinlikle şerbetli değil; sütlü ve daha hafif tatlılar olmalıdır.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!