KOLAY KAZANÇ DİYE BİR ŞEY YOKTUR; SADECE GÖREMEDİĞİNİZ KAYBEDENLER VARDIR.
Günümüzde sosyal medya üzerinden yayılan yatırım, kripto para ve gelir ortaklığı vaatleriyle karşılaşmak sıradanlaştı. Kimi için sıradan bir IBAN, kimi için hayatını değiştiren bir rakam dizisi…
Peki, sadece bir IBAN vermekle suçlu olunur mu? Cevap, sandığınız kadar basit değil.
Bu yazı, suçun merkezinde değil kenarında duran ama yine de sorumlu tutulan insanlar üzerine.
“Sadece IBAN ver, yatırımı biz yapalım. Haftalık %20 kazanç!”
Bu tür ilanlara inanan ve banka hesap bilgilerini başkalarına kullandıran insanlar, çoğu zaman neye karıştıklarının farkında olmadan bu kararı veriyorlar. Ancak çoğu, bu kararın kendisine bir gün bir dolandırıcılık dosyasının sanık sandalyesi olarak döneceğinden habersiz.
Herhangi bir saikle hesabını başkasının kullanımına teslim edenler, büyük bir suç organizasyonunun içine çekiliyor. Üstelik bu insanların büyük bir bölümü, tesadüfen değil; ekonomik olarak kırılgan oldukları için özellikle seçiliyor. Borçlu, işsiz, gelir arayışında ya da sadece iyi niyetli insanlar… Onlara sunulan “kira geliri”, “ortak kazanç”, “komisyon” gibi vaatler aslında birer dolandırıcılık planının parçası.
Bazı şeyler bize hiç olmayacakmış gibi gelir. “Benim başıma gelmez.” deriz. Bir IBAN numarası vermekle, bir mesajı yanıtlamakla hayat değişir mi?
Değişir.
Ve ne yazık ki artık birçok kişi bu gerçeği karakolda, adliyede, cezaevinde öğreniyor. Bu yazı, sadece bir hukuk bilgilendirmesi değil; aynı zamanda bir hayat uyarısı.
“Ben sadece hesabımı verdim” demek yetmiyor.
Eğer banka hesabınız bir dolandırıcılık olayında kullanılırsa –ki bu sebeple zaten sizden isteniyor– sizi kimse “niyeti iyiydi” diye ayırmaz. Hakkınızda gözaltı kararı çıkar; “suça yardım”, hatta asıl fail olarak “nitelikli dolandırıcılık”la suçlanabilirsiniz. Bu suçlar, Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürolarınca yürütüldüğü için de sürecin tamamlanması normalden daha uzun sürerek mağduriyetiniz büyüyebilir. Hatta tutuklanabilir, başkalarının aldığı paranın sorumluluğunu bile üstlenmek zorunda kalabilirsiniz.
Eğer şanslı iseniz, sizin dahiliniz olmadan da olsa hesabınızda gerçekleştirilen para işlem hacmi yüksek meblağlar olmamıştır. Aksi halde, zararı gidermek isteseniz bile bu mümkün olmayabilir. Ve tüm delillerin toplanarak hakkınızda kamu davası açılıncaya kadar tutuklu yargılanmanız genelde kaçınılmaz bir sondur.
MAĞDURLARI KANDIRARAK PARALARINI ALANLAR, SİZİ DE KANDIRIP HESAPLARINIZI ELE GEÇİREBİLECEK KADAR SALDIRGANLAR.
Son dönemde yalnızca banka hesapları değil, kripto para cüzdanları da bu tür dolandırıcılık faaliyetlerinin bir parçası hâline geldi. Bazı kişiler, yalnızca “kripto yatırımı yapılacağını” sanarak banka hesaplarını başkalarına kullandırıyor.
Oysa o cüzdanlara gelen para, çoğunlukla gerçek yatırım parası değil; dolandırıcılıkla elde edilmiş suç gelirleri oluyor. Kripto ortamının izlenmesinin daha zor olduğu düşünülerek bu hesaplar, asıl failler tarafından “güvenli liman” gibi paravan olarak kullanılıyor.
Yargı yalnızca IBAN sahiplerini değil, bu suçları planlayan ve yöneten gerçek failleri de hedef alıyor. Siber Suçlarla Mücadele birimleri, dijital izler ve kripto hareketleri üzerinden gerçek kişilere ulaşıyor; bu kişileri mutlaka yargı önüne çıkarıyor.
Ancak bu süreç zaman alabiliyor. Ve o sırada ilk tespit edilen, ilk ifadesi alınan, ilk yargılanan kişi genellikle sadece “hesabını veren” oluyor.
Şimdi sıra, hesabını neden verdiğinin hesabını vermeye geliyor…
Bugün bir arkadaşınız, sevgiliniz, kuzeniniz ya da internette tanıştığınız biri sizden banka bilgisi isterse…
Kendinize şunu sorun:
YARIN ADLİYEDE ONUN YERİNE BEN Mİ İFADE VERECEĞİM?
Unutmayın:
Hesabınızı verirken sadece IBAN’ınızı değil, özgürlüğünüzü, hayatınızı ve itibarınızı da başkasına teslim ediyorsunuz.
Ve hiçbir maddi kazanç, bunu riske atmaya değmez.
Av. Sedanur TURAL
