Gurme – HAKAN ELYILDIRIM – “Tesla İle Yunanistan: Dedeağaç ve Kavala Günleri”

Tesla ile Yunanistan: Dedeağaç ve Kavala Günleri

Yunanistan’a kısa ama keyifli bir yolculuğa çıktık. Arabamız Tesla olduğu için biraz macera, biraz da planlama gerekiyordu. İlk durağımız Dedeağaç (Alexandroupoli), sonra ise Kavala olacaktı. Yola çıkarken yaşadığım sağlık sıkıntısı her ne kadar yolculuğun tadını biraz kaçırsa da, gördüklerim ve yaşadıklarım mutlaka paylaşmaya değer.

Yolculuk Başlıyor

Kocaeli’den Perşembe gecesi saat 03:45’te yola çıktık. 3,5 saatlik bir yolculukla sabah 07:00’de İpsala Sınır Kapısı’na vardık. Burada biraz sabır gerekiyor; çünkü biz tam 6,5 saat bekledik. Neyse ki Yunan tarafına geçtiğimizde işler hızlandı, sadece 15 dakikada işlemlerimizi hallettik.

Kalacağımız evi eşim Merve önceden Airbnb’den ayarlamıştı. Sınırdan çıktıktan yaklaşık 50 dakika sonra evdeydik. Ben rahatsızlandığım için ilk günümü yatakta geçirsem de birkaç saatlik dinlenme iyi geldi.

Dedeağaç’ta İlk Akşam

Dedeağaç küçük, şirin ve sahil kasabası havasında bir şehir. Restoranlar oldukça iddialı, özellikle deniz ürünleriyle ünlü. Bizim ilk durağımız Nisiotiko Restoran oldu. Burada masalar donatılmıştı: balık, karides, kalamar, çeşit çeşit mezeler… Eşim Merve her şeyin tadına bakarken ben ancak su ve yoğurtla yetindim. (Hastalık işte, insanın iştahını tamamen alıp götürüyor.) Ama şu bir gerçek ki, Yunanistan’da Türkçe konuşan garsonlar ve masaların çoğunda Türk aileler görmek insanı yabancı hissettirmiyor.

Tesla ile Kavala Yolu

Ertesi sabah hedefimiz Kavala’ydı. Önce aracı şarj ettik. (Not: Yola çıkmadan önce şarj noktalarını belirlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Yunanistan’da Tesla süper şarj istasyonları sınırlı ama planlı olursanız sorun olmuyor.) Yaklaşık 1,5 saatlik yolculukla Kavala’ya vardık.

Kavala’nın sahil şeridi yürüyüş için çok keyifli. Hediyelik olarak da meşhur Kavala kurabiyesinden aldık. Ama aramızda kalsın, İzmit’teki bir kurabiyeci kesinlikle daha lezzetli 😊

Akşam dönüşte yine Dedeağaç’ın deniz kıyısındaki bir restorana oturduk. Denizden yeni çıkmış gibi taze balıklar, midye, ahtapot… Hepsi masadaydı. Benim için yemekler yine seyirlik oldu ama Merve’nin yüzündeki mutluluğu görmek bile güzeldi.

Dedeağaç ve Kavala’nın ve hatta tüm Yunanistan’ın ortak özelliklerinden bazıları her 3 dükkandan biri Pastane ve harika tatlıları pastaları var.

Kahvaltı diye birşey yok. Sabah erkenden kafelere gidiyorlar kahve kruvasan yiyorlar.

Gündüz sokaklarda çok az insan var ama saat 20:00 itibariyle tüm restoranlar barlar ağzına kadar dolu. Sokaklar süslü bakımlı bayanlarla dolup taşıyor.

Alışveriş Molası

Son gün biraz alışveriş yapmak istedik. Jumbo ve Lidl uğramadan dönülmez zaten. Ev için ufak tefek şeyler, çocuklara sürprizler derken bavulumuz doldu.

Sınıra Dönüş

Türkiye’ye dönüşte uzun bir bekleyişe hazırlıklıydık ama şansımız yaver gitti; 2 saatte geçtik. Böylece yolculuğumuz tamamlandı.

 

Son Söz

Ben bu seyahatten tam anlamıyla keyif alamadım. Ne denize girebildim, ne yemeklerin tadına varabildim. Ama gördüklerim, Dedeağaç’ın sahilinde oturmak, Kavala’nın dar sokaklarında yürümek bana yetti. İçimde kalan tek şey: Bir dahaki sefere daha sağlıklı bir şekilde gidip her anın tadını çıkarmak.

Eğer siz de kısa bir kaçamak planlıyorsanız; Dedeağaç ve Kavala hem yakınlığıyla hem de sakinliğiyle çok iyi bir tercih. Tek tavsiyem: Sınırda beklemeye hazırlıklı olun, restoranları önceden araştırın ve aracınız elektrikliyse şarj noktalarını mutlaka işaretleyin.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!