Klinik Psikolog -Melis KOLAYLI -” Overthinking: Zihnimizi Fazla Yoran Sessiz Fırtına “

 

Overthinking: Zihnimizi Fazla Yoran Sessiz Fırtına

Hepimizin başına gelmiştir: Uyumadan önce zihnimizde dönüp duran cümleler, “Ya böyle olursa?”, “Keşke şunu da söyleseydim , böyle yapsaydım.” gibi içimizi kemiren sorgular… Toplumun popüler etiket tanımı overthinking, en görünmez ama en yorucu alışkanlıklarından biri olabilmektedir.

 

Overthinking, düşüncelerin gereğinden fazla uzatılması, tekrar tekrar sorgulanması ve zihinde sürekli tekrarlanmasıdır. Normalde düşünmek, insanı çözüm bulmaya götüren sağlıklı bir süreçtir. Ancak aşırıya kaçtığında, çözüm yerine kaygı ve yorgunluk ortaya çıkarabilir.

Bunu zihinsel bir çamaşır makinesi gibi düşünebilirsiniz: Kirli çamaşırlarınızı atarsınız, makine çalışmaya başlar. Normalde bir süre sonra durması gerekir. Ama overthinking’de makine hiç durmaz; aynı çamaşır dönüp durur, dönüp durur ve sonunda yıpranır. Bizim zihnimiz de tıpkı o çamaşırlar gibi fazla düşünme sonucu yıpranır.

Aşırı düşünmenin tek bir sebebi yoktur. Kimi zaman geçmişte yaşanan olumsuz bir olay, kimi zaman gelecekle ilgili belirsizlikler… En sık ortaya çıkaran nedenlerden bazıları;

  • Mükemmeliyetçilik: “Ya hata yaparsam?” kaygısıyla her detayı defalarca düşünmek.
  • Kaygı Bozukluğu: Belirsizlik karşısında zihnin sürekli senaryolar üretmesi.
  • Geçmiş Deneyimler: Daha önce yaşanan hayal kırıklıkları, benzer durumlarda aşırı düşünmeye yol açabilir.
  • Kontrol İhtiyacı: Her şeyin bizim elimizde olmasını istemek, kontrol edemediğimiz durumlarda zihni aşırı çalıştırır.

 

Kısacası, overthinking aslında zihnimizin bizi korumak için geliştirdiği bir refleks gibidir; ama doz aşımı olduğunda bizi yoran bir düşman haline gelir.

 

Nasıl baş edebiliriz?

 

Overthinking’i tamamen yok etmek mümkün olmayabilir, ama onunla sağlıklı bir ilişki kurmak mümkündür.

Fark etmek ve anlamak döngüyü kırmanın ilk adımı olabilir. Sonrasında zihinsel bir mola verip size iyi gelecek egzersizler yapabilirsiniz. ( kısa bir yürüyüş, nefes egzersizi vb.). Kafamızdaki düşünceleri kağıda yazmak bu gibi durumlarda en etkili yöntemlerden biri olabilmektedir. Zihni somutlaştırmak ve güvenli bir alana dökmek bir nebze de olsa o bulanıklığı ve yoğunluğu hafifletebilir. Buradaki önemli nokta “şimdi ne yazacağım?” diye düşünene kadar yani duraksayana kadar devam etmektir .

Zihininizdeki düşünceler geçmiş ve gelecek arasında git gelli olarak sallanıyorlasa, bu iki zaman diliminin de elinizde olmadığını fark edin. Şu an ve şimdiye odaklanmaya çalışmak ve bunu bir egzersiz gibi rutininize eklemek faydalı olacaktır.

Son olarak yoğun düşüncelerden kurtulmaktan zorlandığında onları karşınıza almak yerine alan açmak fayda sağlayabilir. Gün içinde belirli bir 15 dakikayı “düşünme zamanı” olarak belirleyebilirsiniz. Aklınıza düşünceler geldiğinde “benim bunun için bir zaman dilimim var” dediğinizde onları yok saymak yerine farklı bir zamanda alan açmış oluyoruz.

Overthinking hepimizin zaman zaman uğradığı bir zihinsel durak. Ancak burada uzun süre kalmak, bizi mutsuzluğa ve yorgunluğa sürüklüyor. Zihnimizi bir dost gibi görüp ona mola vermeyi öğretmek, hem ruh sağlığımızı hem de yaşam kalitemizi artırır. Bu durum işlevselliğinizi etkileyecek bir boyutta ise ruh sağlığı uzmanlarından profesyonel destek almak sağlıklı olacaktır.

 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!