Uzm. Ecz. – Ebru TANDOĞAN – “Yaz Sıcağında Sağlığınızı Havuzda Bırakmayın!”

Yaz Sıcağında Sağlığınızı Havuzda Bırakmayın!

Sevgili Ailem okurlarımız,
Yeni bir ayda yine kavuşmanın heyecanı ve mutluluğunu paylaşıyoruz. Ağustos ayı hoş geldi, sefa geldi ama bir o kadar da sıcak geldi… Yaz ayının kavurucu sıcaklığını tam olarak hissettiğimiz şu günlerde eczanelere ve sağlık kuruluşlarına başvuran hasta sayısı da artmış vaziyette. Gerek eczaneme gelen reçetelerden gözlemlediğim gerekse yakın çevremden gördüğüm vakaları gündeme getirmek istedim. Temmuz ayında sıcak ve güneş çarpmaları üzerine bilgilendirme yapmıştım. Herkesin bu mevsimi izin ve tatil ayı olarak değerlendirmesi sebebiyle havuz ve denizlere yönelmesi bazı riskleri ve bulaşan hastalıkları da beraberinde getiriyor. Özellikle son nöbetimde o kadar çok göz, idrar ve bağırsak enfeksiyonu reçetesi gelince, neler yapmalıyız, anlatmak istedim.

Sıcak yaz günlerinde serinlemek isteyen pek çok kişi doğal olarak havuzları tercih ediyor. Ancak kirli ya da fazla klorlu havuz suları, özellikle kadınların havuz keyfi sonrası ciddi sağlık sorunları ile karşılaşmasına sebep olabiliyor. Havuz sularının neden olduğu vajinal enfeksiyonlardan korunmak için bazı önlemler alınması gerekiyor. Klor, vajen florasını bozan bir dezenfektandır. Vajina florasını koruyan yararlı bakterilerin ölmesine yol açarak, mantar gibi diğer mikroorganizmaların ortamda üremesine neden olabilir. Bunun sonucunda enfeksiyonları tetikleyebilmektedir.

Birçok insanın kullandığı özellikle site havuzlarının kirli olmasının yanı sıra aşırı klorlu olması da kadınlarda vajinal enfeksiyonların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Havuzlar sadece vajinal enfeksiyonları değil, idrar yolu enfeksiyonlarını da tetiklemektedir. Kadınlarda idrar yolunun kısa olması ve enfeksiyonların bu kısa yoldan hızlı bir şekilde mesaneye ulaşması nedeniyle sistit denilen idrar yolu enfeksiyonu da görülmektedir.

Vajina florasında doğal olarak bulunan mikroorganizmalar, kadınları enfeksiyonlara karşı koruyan en önemli savunma mekanizmasıdır. Bu bakterilerin kirli su, klor ve hatta sabun ile temas etmesi sonucu değişen pH, enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Vajinal enfeksiyonlar birçok farklı şekilde görülebilir. Havuz enfeksiyonlarının en önemli belirtisi vajinal akıntılardır. Akıntının yapısına, görüntüsüne ve kültür sonuçlarına göre tanı konulmaktadır. Bu akıntılar hafif kıvamlı, renkli ve kokulu olabilir. Bu bölgede kaşıntı, batma ve sızlama hissi de görülebilmektedir.

Kadınlarda görülen havuz enfeksiyonlarının tedavisinde öncelikle enfeksiyona neden olan etkenin tespit edilmesi gerekir. Bu etken mantar ise mantara yönelik, bakteriyel ise bakteriye yönelik tedavilere başlanmalıdır. Tedavi, hem rahatsızlığı iyileştirici hem de sorunun tekrarlamaması için koruyucu nitelikte olmalıdır. Kısa bir tedavi sonrası hastanın akıntı, kaşıntı, batma ve yanma gibi şikayetleri geçecektir. Burada en önemli husus, tedaviye erken başlamaktır. Tekrarlayan idrar ve mantar enfeksiyonlarında doğal koruyucu besin destekleri kullanılabilir, florayı destekleyen probiyotiklerden yararlanılabilir.

Toplu kullanılan havuzlar eğer iyi temizlenemez, dezenfeksiyon işlemi doğru bir şekilde yapılmazsa, bakteri, virüs ve parazitler gibi mikroplar rahatça çoğalabilecek ortamlara dönüşür. Eğer bir de havuz kullanıcıları duş almadan, üzerlerinde günün teri ve kiri, her türlü makyaj malzemesi, parfüm vb. kimyasal maddelerle havuza giriyorsa, bu suyun temizliğinden bahsetmek mümkün olamaz.

Kadınların havuz enfeksiyonlarından korunmaları için dikkat etmesi gerekenleri özetleyecek olursak:

  • Klor seviyesi uygun ve hijyen kurallarına uygun havuzlar tercih edilmeli
  • Havuza girmeden önce mutlaka duş alınmalı
  • Havuzda 35-40 dakikadan fazla kalınmamalı
  • Havuzdan çıktıktan hemen sonra duş alınarak vücut klorlu sudan arındırılmalı
  • Mutlaka yedek mayo veya bikini bulundurulmalı, ıslak mayo hemen değiştirilmelidir
  • Havuza girmeden önce vajinal tampon kullanımı tercih edilebilir, ancak havuzdan çıkar çıkmaz tampon çıkarılmalıdır
  • Vajinal bölge kesinlikle ıslak bırakılmamalıdır
  • Mümkün olduğunca havuz yerine deniz tercih edilmelidir
  • Enfeksiyon belirtisi görüldüğünde derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır

Kontakt lens kullananlar dikkat etmeli!
Çoğalan bu mikroplar, göz dokuları üzerine yerleşerek gözde konjonktivit ve keratit gibi iltihaplara yol açabilirler. Özellikle kontakt lens kullananlar, kornea düzensizliği olan kişiler ve yara iyileşme problemi olanlar daha fazla risk altındadır. Bu nedenle girdiğimiz havuzların, özellikle sitelerdeki, temizliğinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmemiz, havuzlara girmeden önce duş almaya özen göstermemiz ve havuz suyu içinde havuz gözlüğü kullanmamız göz sağlığımızın korunması açısından önemlidir.

Havuz gözlüğü kullanın!
Bolca kimyasal maddeyle temizlenmiş havuzların göz sağlığı açısından tehlikesiz olduğu söylenemez. Havuz temizliğinde kullanılan dezenfektanlar bir yandan havuzdaki mikropları öldürürken, diğer yandan da göz dokularına toksik etkiler taşıyabilir. Özellikle havuz içerisinde gözlerini açma alışkanlığı olan ve havuz gözlüğü kullanmayan kişilerin gözleri bu kimyasallara gün boyu maruz kalır. Hem güneş ışınlarının doğrudan etkisine hem de havuz suyu içerisindeki bu irritan kimyasallara gün boyunca maruz kalan gözler, akşama doğru kıpkırmızı olur.

Bu gibi kimyasal maddelere maruz kalınması sonucu oluşan konjonktivit; gözde ciddi yanma, batma, kızarıklık, sulanma, çapaklanma, ışığa hassasiyet ve ağrı gibi semptomlara sebep olur. Gözün bu irritan kimyasallardan uzak tutulması, bol suni gözyaşı damlaları ile rahatlatılması ve kimi zaman anti-enflamatuar özellikteki damlaların kullanılması gerekir. Kimyasal konjonktivitlerden korunmanın ilk şartı, bu kimyasalların göze doğrudan temasından mümkün olduğunca kaçınmaktır. Böylece hem tatilimiz burnumuzdan gelmez hem de gözlerimizde uzun süreli tedavi gerektiren hasarlar oluşmaz.

Alerjisi olanlar dikkat!
Alerjik bünyeye sahip kişilerde havuz kullanımı sonrası alerjik konjonktivitler de görülebilir. Bu kişilerde kızarıklık ve kaşıntı gibi semptomlar, ortamda bulunan kimyasallar ve doğrudan güneş ışığı maruziyeti ile daha da artar. Gözün sürekli olarak ovulması durumu daha da kötüleştirir. Havuz içerisinde yüzücü gözlüğü takmak, havuz kenarında güneş gözlüğü ve şapka kullanmak; bunlara ek olarak göz doktorunun reçete ettiği alerji ve suni gözyaşı damlalarını kullanmak şikayetleri azaltmada faydalı olacaktır.

Peki, neler yapmalıyız?
Havuz kullanımı sırasında diğer kişilerin de sağlığını tehlikeye atmamak adına gözlerimizde enfeksiyon olduğu dönemde kesinlikle havuza girilmemeli, havuz suyuna ter ve vücuda uygulanan kimyasalların karışmaması için havuz öncesi mutlaka duş alınmalıdır.

Sağlıklı gözlerle güzel bir yaz geçirebilmek için, havuz kullanımı sonrası gelişen göz kızarıklığı, çapaklanma ve ağrı gibi şikayetler ihmal edilmemeli ve mutlaka bir göz hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak, yaz ayının bu güzel sıcak günlerinde hem kendimizi hem de sevdiklerimizi riske atmadan; temiz, sağlıklı ve hijyen kurallarına uygun ortamları tercih etmek en isabetli seçim olacaktır. Bütün bir senenin yorgunluğunu atabildiğimiz, ailemizle kaliteli ve konforlu vakit geçirdiğimiz tatil günlerinde tadımızı kaçıracak bu gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için sağlık profesyonellerinin önerilerini dikkate almalıyız.

Sağlıkla, mutlulukla, huzur içinde geçirebileceğimiz bir ay olmasını dileğiyle, sevgiler…



Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!