Gurme – HAKAN ELYILDIRIM – “HEY HABİBİ, COME TO DUBAI! “

HEY HABİBİ, COME TO DUBAI! 

Bir çöl masalı, bir modernlik şöleni, bir aile tatilinin en sıcak ve unutulmaz hali… 

 

Gündüzleri 45, geceleri 35 dereceyi bulan sıcaklıkla bambaşka bir deneyime dönüştü Dubai seyahatimiz. Eşim ve iki çocuğumla birlikte çıktığımız bu yolculuk, sadece bir tatilden ibaret değildi bizim için. Lüksün ve ihtişamın gökyüzüne uzandığı bu şehirde, zenginliğin şaşırtıcı yüzünü görürken; arka sokaklarda emeğiyle hayata tutunan binlerce göçmen işçiye tanıklık etmek, bu rüya şehrin gölgelerinde başka gerçekliklerin de var olduğunu bize hatırlattı. 

Dubai’de yaz aylarında gündüz dışarı çıkmak pek mümkün değil. Biz de sabah saatlerini deniz ve havuz keyfiyle geçirdik; gezilerimizi ve keşiflerimizi daha çok akşam üzerlerine planladık. Bu sayede hem sıcaktan korunmuş hem de şehri gece ışıkları altında daha büyülü bir şekilde deneyimlemiş olduk. 

 

Yolculuğa İlk Adım: Gökyüzünden Gelen Işık 

 

Yaklaşık 4,5 saat süren bir uçak yolculuğunun ardından, çölün ortasında adeta bir medeniyet mucizesi gibi yükselen Dubai’ye iniş yaptık. Basra Körfezi’ne 72 km kıyısı bulunan bu şehir, dünyanın en büyük havalimanlarından birine ev sahipliği yapıyor. Havalimanı o kadar büyük ki, terminaller arası ulaşım için raylı sistem kullanılıyor; bu bile şehre ilk adımda sizi hayran bırakmaya yetiyor. 

Ulaşım: Lüks ve Hızlı 

 

Dubai’de ulaşımın kalbi “Careem” uygulamasıyla atıyor. Uber benzeri çalışan bu sistem sayesinde, çağırdığınız araç genellikle birkaç dakika içinde kapınızda oluyor. Sekiz şeritli yollar, temiz ve düzenli trafik yapısı, son model araçlar ve güler yüzlü şoförler sayesinde şehirde yolculuk yapmak adeta keyifli bir gezintiye dönüşüyor. 

 

Konaklama: Palmiye Adası’nda Rüya Gibi Tatil 

 

Konaklama için Palmiye Adası’nı seçtik. İnsan eliyle yapılmış bu devasa ada, kuşbakışı görüntüsüyle gerçek olamayacak kadar etkileyici. Biz C Central Otel’de kaldık. Oda kahvaltı konseptindeki tatilimizde, sabahları zengin kahvaltılarla güne başlıyor, ardından ya otelin havuzunda ya da otele ait plajda serinlemeye çalışıyorduk. Ama bir fark vardı: Denizin suyu o kadar sıcaktı ki, serinlemek isterken bile terlemek mümkün! Bu yüzden biz genellikle serinletici klimalarla desteklenen havuz tarafını tercih ettik. 

Gezi Planı: Çöl, Yat, Alışveriş ve Global Village 

 

Tatilimizin her gününü dolu dolu geçirdik, her günü farklı bir keşfe ayırdık: 

 

  • Çöl Safari – Kumların Dansı

 

Büyük SUV araçlarla başladığımız safari, çöl tepelerinde adrenalin dolu anlara dönüştü. Araçlar neredeyse kumlara gömülürken içimizdeki heyecan zirve yaptı. Ardından ATV gezisiyle kendi başımıza çölü keşfettik. Akşam olduğunda ise kamp alanında açık büfe yemekler, oryantal dans gösterileri ve Arap müziği eşliğinde unutulmaz bir gece yaşadık. Kişi başı sadece 25 dolara bu kadar zengin bir deneyim, Dubai’nin en güzel sürprizlerinden biriydi. 

  • Yat Turu – Işıklar Altında Masalsı Bir Gece

 

Dubai Marina’dan hareket eden lüks bir yatla çıktığımız turda, üst güvertede müzik eşliğinde açık büfe akşam yemeğimizi yedik. Gece boyunca, Burj Al Arab, Atlantis Oteli, Ain Dubai gibi şehrin simge haline gelmiş yapılarını uzaktan, ışıklar içinde izleme şansı bulduk. Dubai’nin silueti, denizin ortasından bakıldığında çok daha etkileyici görünüyordu. Çocuklar için de bizim için de görsel bir şölen niteliğindeydi. 

 

  • Global Village – Tüm Dünya Bir Arada

 

Dubai’ye gelip de Global Village’a uğramamak olmaz. 27 farklı ülkenin kültürünü, mimarisini ve mutfağını bir arada deneyimleyebileceğiniz bu açık hava alanı, özellikle akşam saatlerinde ışıklandırmalarıyla tam bir görsel şölen sunuyor. Çocuklar her ülkeden bir hatıra almak isterken, biz de Hindistan sokak lezzetlerinden İtalya pizzalarına kadar pek çok tadı denemeyi ihmal etmedik. 

 

  • Dubai Mall – Alışverişin Başkenti

 

“Elektronik ürünler Dubai’de daha ucuz” cümlesinin peşinden Dubai Mall’a doğru yola çıktık. Dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan bu dev yapıda kaybolmak işten bile değil. Biz Türkiye’de 12.500 TL olan kablosuz mikrofon setini sadece 4.000 TL’ye aldık! Ancak buranın asıl etkileyici tarafı alışverişten ziyade mimarisi, içindeki dev akvaryumu, buz pateni pisti, hatta iç mekan şelalesi gibi sayısız detayla adeta başka bir dünyada gibi hissettiriyor. 

 

Biraz Uzak, Ama Aklımızda Kalanlar 

 

Tabii, böylesine devasa bir şehirde her yeri görmek dört güne sığmıyor. Açıkçası birçok yapıyı sadece uzaktan görebildik. Örneğin, Burj Khalifa ve Burj Al Arab’ı ancak dışarıdan, ışıklar içinde seyredebildik; bu ikonik yapıları bir sonraki gelişimizde mutlaka yakından keşfetmek istiyoruz. Dubai Fountain ise ne yazık ki bizim ziyaretimiz sırasında kapalıydı. O meşhur su, ışık ve müzik gösterisini izleyememek küçük bir hayal kırıklığıydı ama bu da bir bahaneye dönüştü bizim için: 

“Bir daha geldiğimizde, eksik kalan her şeyi tamamlayacağız.” 

 

Veda Ama Sonsuza Dek Değil 

 

Tatilden dönmek her zaman hüzünlüdür ama Dubai’den dönmek biraz daha zor. Çünkü yapılacaklar listemizin daha yarısına bile gelemedik! Miracle Garden, Burj Khalifa’nın en üst katı, Dubai Frame ve hatta Abu Dhabi bile bizi çağırıyor. 

 

Dönüş yolculuğumuz sabaha karşıydı. Bavullarımız kadar anılarımız da doluydu. Otele döndüğümüzde kendi kendimize bir söz verdik: 

“Bir gün, mutlaka tekrar geleceğiz. Ve bu kez daha uzun kalacağız.” 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!