“Ne zaman en son sadece birbirimize baktık, sadece biz olduğumuz bir an yaşadık?”
Çocuklar büyürken birçok şey değişir: evi dolduran oyuncaklar, uyku saatleri, alışveriş listeleri… ama en sessiz değişim, belki de en önemlisi, çiftin birbirine olan bakışıdır.
Zamanla eşler, “anne” ve “baba” rolüne sıkışır; sevgililik hâli yerini sorumluluk ortaklığına bırakır.
Bu yazıyı, modern ebeveynliğin içinde görünmezleşen çifti yeniden görünür kılmak, ilişkide kaybedilen sıcaklığı, anlayışı ve yakınlığı yeniden kurmak için psikolojik bir rehber niteliğinde hazırlamaya odaklandım.
Çocuk Geldikten Sonra İlişkide Ne Olur?
Çocuk sahibi olmak birçok duyguyu birlikte getirir: mutluluk, korku, yorgunluk, minnettarlık… ama aynı zamanda ilişkiyi yeniden tanımlama zorunluluğu da doğurur.
• Rol değişimlerini zorunlu kılar.
• Zihinsel ve duygusal enerjiyi çocuğa yönlendirir.
• İlişkiyi geri plana atabilir.
Gerçek örnek:
Evliliğin ilk yıllarında birlikte kahvaltı eden, akşam yürüyüşlerine çıkan bir çift, çocuk sahibi olduktan sonra zamanla birbirine sadece görevler ve sorumluluklar üzerinden seslenmeye başlar.
Bu iletişim türü, ilişkideki duygusal bağı zayıflatır ve çift, aynı evde yaşayan iki çalışan gibi hissetmeye başlar.
Görünmeyen Risk: Yalnızlaşan Evlilikler
Uyarı 1: Evlilik sadece sorumluluk ortaklığına dönüşürse, bağ zayıflar.
Uyarı 2: Partnerin kadın/erkek kimliği kaybolursa, romantik bağ zarar görür.
Eşlerin birbirini yalnızca “birlikte çocuk büyüttükleri kişi” olarak görmeye başlaması, zaman içinde duygusal ve fiziksel uzaklaşmaya yol açar.
Peki Ne Yapmalı? – 3 Psikolojik Çözüm Önerisi
1. Günde 15 Dakika Sadece Siz
Gün içinde çocuklar, işler, ev derken kendinize ayırdığınız zamanı artırmak zor olabilir. Ama her gün sadece 15 dakika, tamamen birbirinize ayırdığınız zaman, ilişkinizi tazeler. Bu, telefonsuz, televizyondan uzak, sadece konuştuğunuz veya birlikte olduğunuz özel bir an olabilir.
2. Takdir Et, Eleştirme
Partnerinizin yaptığı küçük iyilikleri, çabaları fark edin ve takdir edin. Sürekli eleştiri, ilişkinin enerjisini tüketir. Takdir ve teşekkür, sevgi bağlarını güçlendirir.
3. Ritüeller Oluşturun
Küçük de olsa ortak ritüeller yaratın: Haftada bir beraber kahve içmek, sabahları kısa yürüyüş yapmak ya da yatmadan önce birkaç dakikalık sohbet. Bu ritüeller, ilişkinize düzen ve anlam katar.
Aile Desteğini Kabul Etmek: Anneanne, Babaanne ve Dede ile Dengeli Bağ
Büyükanne ve dedeler, sadece yardımcı değil, çocuğun duygusal dünyasında da önemli figürlerdir. Onların varlığı çocuk ve aile için destekleyicidir.
• Sorumluluğu tamamen devretmeyin, ama destek istemekten çekinmeyin.
• Büyükanne ve dedeye çocuğunuzla vakit geçirme fırsatı verin.
• Kuralları ve sınırları net tutun, ama esnek olun.
Aile desteği, ebeveynler arası bağı güçlendirebilir ve yorgunluğu azaltabilir.
Çocuklar Her Şeyi Görür – İlişki Modeli Nasıl Oluşur?
Çocuklar, anne-babalarının birbirine nasıl baktığını, nasıl seslendiğini, tartışma anlarında ne kadar saygı gösterdiğini fark eder. Bu gözlemler, onların ileride kuracakları ilişkilerin temelini oluşturur.
Psikolojik gerçek:
Çocuk, “kendisine ne söylendiğinden” çok, “evde ne yaşandığını” öğrenir. Yani çocuğa sevgiden söz etmek değil, sevgiyle yaşamak öğreticidir.
Cinsellik ve Temas – Sessizce Kaybolan Bir Dil
Çocuk sahibi olduktan sonra cinsellik çoğu çift için azalır. Ancak cinsellik sadece fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda duygusal bir bağdır.
• El ele tutuşmak, göz teması kurmak, küçük öpücükler vermek bile ilişkinin onarılmasına yardımcı olur.
• Fiziksel temas, çiftin birbirine duyduğu güven ve sevgiyi güçlendirir.
• Bu küçük jestler, yoğun ebeveynlik hayatında kaybolan yakınlığı yeniden getirir.
Zor Zamanlarda Nasıl Uzaklaşırız?
Stresli ve zor dönemlerde eşler birbirini suçlama eğiliminde olabilir. Bu durum iletişimi zorlaştırır ve aradaki bağı zayıflatır.
• “Sen ilgilenmedin zaten” gibi suçlayıcı ifadeler yerine, “Zorlanıyoruz ama birlikteyiz” demek ilişkiyi korur.
• Empati kurmak, karşı tarafın duygularını anlamaya çalışmak önemlidir.
• Gerektiğinde profesyonel destek almak çiftlerin iletişimini güçlendirir.
Birbirini Yeniden Tanımak – Her Yaşta Mümkün
Çocuk sahibi olduktan sonra eşler birbirini tanımayı bırakmış gibi hissedebilir. Oysa birbirini tanımak ve anlamak, ilişkinin canlı kalması için çok önemlidir.
• Haftalık küçük sohbetler yaparak, “Bu hafta seni en çok ne mutlu etti?”, “Seni ne zorladı?”, “Benden ne isteğin var?” gibi sorularla bağ kurmak mümkündür.
• Yeni hobiler, ortak ilgi alanları geliştirmek, birlikte öğrenmek ilişkinin yenilenmesini sağlar.
Hiçbir çift “mükemmel” olmak zorunda değil. Ama her çift “yeniden bağ kurmak için bilinçli bir adım atabilir.” Ve çoğu zaman bu adım, sadece bir bakışla, bir kelimeyle, bir kahveyle başlar.
Profesyonel Destek Almak – Terapi Bir Lüks Değil, Bir İhtiyaçtır
Toplumda hâlâ “terapiye gitmek demek sorun var demek” gibi yanlış bir algı var. Oysa gerçek şu ki, çift terapisi yalnızca krizi çözmek için değil, ilişkiyi güçlendirmek, iletişimi geliştirmek ve birbirini daha iyi anlamak için harika bir fırsattır.
Psikolojik açıdan terapi surecinde:
• İletişim kalitesini artırır.
• Duygusal bağın yeniden kurulmasını destekler.
• Çocuklardan bağımsız olarak “biz” alanını onarır.
• Çiftin bireysel ihtiyaçlarının da ifade edilmesine olanak tanır.
Unutmayın:
Birlikte terapi almak, ilişkinizi önemsediğinizi ve bu bağı iyileştirmek için cesaret gösterdiğinizi gösterir.
İyi bir ilişki kendiliğinden olmaz, bilinçli çabayla inşa edilir.
Sonuç: Ailede Sevgi, Evlilikten Başlar
Çocuklar sevgiyi sadece kendilerine gösterilen ilgiyle değil, anne ve babalarının birbirine nasıl davrandığını gözlemleyerek öğrenir.
İyi bir ebeveyn olmak, iyi bir eş olmayı unutmamakla başlar. Unutma: En güzel hediye oyuncak değil, birbirini seven ve anlayan ebeveynlerdir.