Modern Toplumda Artan Tahammülsüzlük
Son yıllarda toplumda tahammülsüzlük, bıkkınlık ve tükenmişlik giderek artmaktadır. Bu belirtiler bireysel ve toplumsal olarak birçok faktörle bağlantılıdır. İnsanlar artık en ufak bir şey karşısında sinirlenebiliyor, sabır göstermek yerine hızlı tepkiler verebiliyor. Peki bu durum neden böyle?
İlk olarak; Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlar, her şeyin anında gerçekleşmesini istemektedir. Bilgiye saniyeler içinde ulaşabiliyor, yemek siparişlerini dakikalar içinde verebiliyor, sosyal medyada anlık geri bildirimler alabiliyoruz. Bu kadar hızlı bir şekilde ulaşabilmek de sabırlı kalmayı git gide zayıflatmaktadır. Eskiden uzun süre beklemek, çaba göstermek normal kabul edilirken, şimdi birkaç saniyelik gecikmeler bile tahammülsüzlüğe yol açabiliyor. Dijitalleşme ile sosyal medya kullanımının artması, insanlar arasındaki canlı iletişimi azaltmakta ve bireylerin birbirlerine olan hoşgörü düzeyinin azalmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda sosyal medyadaki yarış, farklı görüş çatışmaları, belli düşünce kalıplarına sokulması da farklı fikrilere olan tahammülü azaltmaktadır.
Bunun yanında, ekonomik zorluklar, işsizlik, düşük maaşlar ve artan yaşam maliyetleri insanların sürekli bir stres altında yaşamasına neden oluyor. Bu stresle baş etmeye çalışan insanlar yorgun oldukları ve yıprandıkları için küçük olaylara karşı daha tepkisel olabilmektedir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar için yaşam temposu oldukça yorucu ve stresli. Sürekli yetişmesi gereken işler, çözülmesi gereken sorunlar ve hiçbir zaman tamamlanmayan sorumluluklar insanları duygusal olarak tüketebilmektedir. Bireyler, umutsuzluk, motivasyon kaybı ve duygusal dengesizlikler yaşadığı için küçük sorunlara bile büyük tepkiler verebilmektedir.
Televizyon, sosyal medya ve haber sitelerinde genellikle olumsuz haberlere maruz kalıyoruz. Savaşlar, doğal afetler, ekonomik krizler, şiddet olayları gibi haberlerle sürekli karşılaşmak, bireylerin zihinsel yükünü artırıyor. İnsanlar farkında olmadan sürekli bir tehdit algısıyla yaşıyor ve bu durum sinirliliği ve gerginliği arttırmaktadır. Sürekli stres altında kalan zihin, en küçük olumsuzlukta bile büyük tepkiler vermeye başlayabiliyor.
Modern toplumda, insanlar giderek daha bireysel bir yaşam tarzına yöneliyor. Toplumsal dayanışma ve paylaşım azaldıkça, insanlar yalnızlaşıyor ve başkalarına karşı empati kurma yetisini kaybediyor. Empati azaldığında, başkalarının hatalarına ve farklılıklarına karşı tahammülsüzlük de artıyor.
Bu durumun önüne geçebilmek için bireysel ve toplumsal bazı adımlar atılabilir;
* Sosyal medya kullanımı bilinçli hale getirilmeli, negatif içeriklere ve bilgi yüklemesine fazla maruz kalmaktan kaçınılmalıdır.
* Yardımlaşma etkinlikleri ve gönüllü çalışmalar, empati duyarlılığını arttırdığı için bireyin insan ilişkilerinde daha anlayışlı ve hassas olmasına yardımcı olabilir.
* İş ve özel hayat dengesi korunmalı, zaman zaman günlük yaşam temposundan uzaklaşarak bedeninizi ve zihninizi dinlendirmeye çalışın.
Tahammülsüzlük, ruhsal yorgunluk ve tükenmişlik, modern toplumun beraberinde getirdiği önemli sorunlardandır.Bilinçli farkındalıkla ve bireysel çabalarla daha sağlıklı bir ruh hali ve toplum yapısı oluşturmak mümkün olacaktır. Toplumda giderek artan bu bıkkınlık ve tahammülsüzlüğü iyileştirebilmek için öncelikle bireysel olarak adımlar atmalı ve duygularımızı fark etmeliyiz.
- Psk.meliskolayli