Uzm. Psk. Angela ORGE “Baba Olmanın Gücü”

BABA OLMAK, yaşamını bir anda baştan sona değiştiren, dünyaya getirdiğin birinin hayatındaki en önemli figürlerden biri olmanın onurunu yaşamaktır. Sevginin, şefkatin ve korumanın en derin anlamlarını keşfederken, çocuğunla birlikte büyüyerek ve ona rehberlik ederek kendini yeniden keşfetme şansı bulmaktır. Her anında gülümseyen bir mucizeye tanık olurken, aynı zamanda büyük bir sorumluluk ve özveri gerektiren bir serüvene atılmaktır.

Çocuklar eşlerin ortak arzusu sonucu dünyaya geldiklerinde her iki içgüdü de (annelik ve babalık) canlanır, harekete geçer. Çocuğun sevginin meyvesi olduğu sağlam bir çiftte, dokuz aylık hamilelik sırasında hem anne hem de baba, ailenin yeni üyesini koruma ve büyütme ihtiyacını yüzeye çıkaran derin psikolojik değişiklikler geçirir.

Hamilelik sürecindeki önemli anlar, özellikle ultrason taramaları, çocuk isteyen birçok erkek için karşı konulmaz duygularla doludur. Birçok erkek, bebeğini ultrasonda ilk gördüğünde “babalık içgüdüsünün” tetiklendiğini ve hayata bakış açılarının değiştiğini ifade ediyor. Bu anlar, erkeklerin duygusal ve psikolojik olarak büyüdükleri ve babalık rollerini benimsemeye hazırlandıkları önemli dönemeçlerdir. Ultrason taramaları, çocuğun varlığını somut olarak görmeleri sağlar ve bu da onların sevgi ve bağlılık duygularını güçlendirir. Bu deneyimler, erkeklerin babalık rolüne daha fazla hazır hissetmelerine ve gelecekteki ebeveynlik rollerini daha bilinçli bir şekilde ele almalarına yardımcı olur.

Babalar, çocukların psikolojik gelişimi üzerinde derin bir etkiye sahip olan önemli figürlerdir. Geleneksel olarak sadece disiplin ve otoriteyle ilişkilendirilse de modern aile dinamiklerinde babaların rolü daha fazla anlam kazanmaktadır. Babalar, çocukların duygusal zekasını geliştirmelerine yardımcı olurken, aynı zamanda onların özgüvenlerini artırmak ve duygusal bağ kurmalarını sağlamak için önemli bir rol oynarlar. Bu şekilde, babalar sadece ailenin refahını artırmakla kalmaz, aynı zamanda çocukların psikolojik sağlığına da olumlu katkıda bulunurlar. Babalar, çocukların hayatlarında tutarlılık ve güvenilirlik sağlayarak onların duygusal güvenlik duygusunu ve öz farkındalıklarını geliştirmeye yardımcı olurlar.

Çocuklar, babalarının sevgi dolu ve destekleyici bir şekilde var olduklarını gördüklerinde, kendi değerlerini ve kimliklerini oluşturma süreçlerinde daha sağlam ve net temellere sahip olurlar. Ayrıca, babaların çocuklarına model oldukları sağlıklı ilişkiler empati, problem çözme becerileri gibi önemli yetenekler de kazandırır. Bu nedenle babaların sadece aile içinde değil, çocukların genel psikolojik ve duygusal gelişimi üzerinde büyük ve kalıcı etkisi vardır.

Çocuk ve anne arasındaki duygusal bağ doğumdan hemen sonra oluşmaya başlar. Çocuk ve baba arasındaki duygusal bağ ise baba, çocuğa zaman ayırmaya başladığında başlar.

Babanın çocuğuyla bağ kurması önemlidir. Çünkü çocuğun ilk beş yıllık yaşantısında baba kilit rol oynamaktadır. Çocuk altı yaşına geldiğinde, kişiliğinin temel yapısı oluşmaktadır. Babanın aile içinde katılımcı davranış sergilemesi, çocuklarının bilişsel gelişiminde; çözümleme becerisini, dil zekasını, akademik başarısını ve temel becerilerini olumlu yönde etkilemektedir. Babanın çocuğa artan ilgisi sayesinde çocuğun girişimci davranışları, sosyal ve duygusal gelişimi, empati kurma becerisi olumlu yönde etkilenmektedir. Bunun yanı sıra babanın, çocuklarına daha fazla vakit ayırması, babalar için de faydalı olmaktadır. Babanın katı hisleri uysallaşır, kendine güven duygusu artar, kendi babasıyla daha iyi ilişkiler kurmasına, rol model oluşturmakla birlikte, çocuğuna çeşitli haklar tanıdıkça, sorgulanmaya ve öz eleştiri becerisi geliştirmeye sebep olur, onun dürüst olmasını sağlar. Çocuğuna sorumluluk yükleyerek başarı duygusunu tatmasına yardımcı olur. Şefkatli ve tutarlı bir disiplin uyguladığında çocuğa kendi kendini yönetme yeteneği kazandırır. Bu nedenle çocuk, sağlıklı bir gelişim gösterir.

Babanın ilgisi çocuk için bir dengedir, davranış, tutum ve yakınlık ilişkisi üzerinde gözlem yapabilmesi, düşüncelerini, duygularını dile getirmesi farklılığı, kendi tutumlarına karşı verilen tepki ölçümü, çocuk için değerli bir rol model kaynağıdır.

Çocuk ile baba arasındaki bağın, kaliteli ilişkinin çocuğun bilişsel, sosyal, duygusal ve cinsel gelişim üzerinde olumlu, önemli ve kalıcı etkisi bilinmektedir. Babanın çocuğu ile ilgilenmek için ayırdığı zaman, birlikte yapılan etkinliklerin çocuğa sağladığı farklı ve donanımlı deneyimler, öğrenmeyi ve zekayı desteklemektedir. Babaların annelere göre çocuklarına daha bağımsız davranmak için fırsat verdikleri gözlemlenmektedir.

Çocuğunu tanıyan baba, yaşanılan herhangi bir krize karşı daha yapıcı olur, durumun farkında olup daha kolay çözüm üretir. Anneyi suçlamaz, yetersiz kılmaz. Baba, küçük yaşta bir erkek çocuk için rol model önemi taşırken, kız çocukları için 3 yaşından itibaren ciddi bir rol model olarak yer almaya başlar. Baba gibi hareket etmek, baba gibi oturmak, baba gibi davranmak, baba gibi konuşmak, çocuklar için gerçek bir sihirdir.

Anneler eğitim süresince git-geller yaşarken: “kıyamam” formülü kullanırken, babalar daha net, çözüm için kısa yolu bilen, sonuç odaklı olabilme yeteneği sergileyebilir. Baba hem korur hem kollar, destekleyicidir, güven verir, akıl danışılan, kural koyan ve denetleyen, disiplini sağlayan, strateji ve alternatif geliştiren yolları gösteren, dayanıklılığı, sabrı, ertelemeyi, güç göstermeyi, azimli ve cesur olmayı örnek alan kişidir. Baba, çocuğun duygusal gelişimindeki en önemli etkenlerden biridir. Baba, çocuk için dış dünyanın ilk temsilcisidir, bundan dolayı baba-çocuk ilişkisinin ilk adımları atıldığı dönemde, aynı zamanda çocuğun dış dünyayla ilgili düşüncelerinin de aslında ilk adımları atılmış olur ki bu bağlamda olumlu baba-çocuk ilişkisi, çocuğun dış dünyaya daha güvenle ve merakla bakabilmesini ve keşfetmesini sağlar.

Babanın ilgisi ve yaklaşımından kızlar, erkek dünyasına ait ilk yatırımlarını babaları sayesinde oluştururlar; ilgi ve takdir, fark edilme ve beğenilme, onay alma, bakış açıları geliştirme ve fikirlerini dile getirebilme cesareti babaların yanında başlar. Erkek çocuklar erkeksi gücü, mücadeleyi, rekabeti, yenme ve yenilmeyi baba ile deneyimler. Erkek çocuk beş yaşından sonra kendi cinselliğini fark etmeye başlayınca babayı taklit etmeye, onun gibi olmaya daha bariz bir şekilde çalışır.

Baba sadece biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda bir kılavuz ve bir sığınaktır. Onun varlığı, çocukların hayallerinde derin bir iz bırakır ve sonsuz bir sevgi kaynağı sağlar çünkü babalık en saf ve kucaklayıcı sevginin bir yansımasıdır. Baba, çocukların en büyük destekçisi ve en sadık dostudur. Onların dertlerini dinler, sevinçlerini paylaşır ve onlara her zaman güven verir. Babalık, en saf ve en derin duyguların ifadesidir; bir baba çocuklarını sevgisiyle büyütür ve onları hayata güçlü bir şekilde kazandırır.

Baba olmak, çocuğunuz üzerinde korkuya dayalı bir disiplin uygulamak demek değil, disiplinsiz, kuralsız, kontrolsüz güce başvurmak, inatçı ya da itirazcı tutumlara destek vermek değil, bağırarak ya da döverek sözünü duyurmak değil, cezalandırarak ya da hiçe sayarak yaklaşmak değil, her şeyi yapma iznini vermek değil, hakaret, yargı, suçlama ve aşağılama davranışları geliştirmeden yaklaşmak ve eğitimci tutumlar göstererek ancak her şeyden önce sevgi ile yaklaşmak ve çocuğun duygularını aktarmasına cesaret ve destek vermek demektir.

İyi bir baba olmanın anlamı, iyi bir ebeveyn olmakla aynı şeydir. İyi bir ebeveyn, çocuğuna her zaman saygı gösteren ve onun saygısını gören kişidir.

İyi bir baba, eşine (çocuğun annesine) sevgi ve saygıyla yaklaşır. Onun duygularını önemser, onun yanında olduğunu hissettirir ve ona destek olur, yalnız bırakmaz, yalnızlık duygusunu da oluşturmaz. Baba, annenin ihtiyaçlarını anlar ve ona yardımcı olur, böylece çocuklarına empati ve şefkat dolu bir ilişki modeli sunar. Anneyle iş birliği içinde hareket eder, kararları birlikte alır ve ailedeki sorumlulukları paylaşır. Birlikte, çocuklarına sevgi dolu bir ortam sunarlar ve onlara sağlıklı ilişki dinamiklerini öğretirler. Bu şekilde, iyi bir baba rolü ile çocuklarına, sevgi ve anlayış dolu bir aile ortamı, bir ilişki modeli, aslında gelecekteki yaşayacakları ilişkiler içindeki iletişim modeli kalitesi, kısaca gelecekteki ilişki modellerini şekillendirmektedir.

ANNE, çocuğa sevgi, şefkat ve empatiyi öğretir. Onunla duygusal bir bağ kurar, onu sarıp içtenlikle dinler. BABA ise çocuğa cesaret, güven ve dayanıklılık aşılar. Onunla birlikte fiziksel aktiviteler yapar, sınırlar koyar ve özgüvenini artırır. Anne, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve ona destek olmak konusunda özel bir hassasiyete sahiptir. Baba ise, çocuğun bağımsızlık kazanması ve yaşam becerilerini geliştirmesi için ona pratik rehberlik sunar. Anne ve baba birlikte çocuğun ihtiyaçlarını tamamlar ve onun sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlar. Bakım, gelişim ve destek işinin içine girdiği müddetçe baba zevk almaya fırsat bulur.

Keyif aldıkça keyif verir, keyif verdikçe keyif alır.

Çocuğunu tanıdıkça keyif alır, birlikte geçirdikleri zamanın içerisinde merak, keşif ve sevgi girer. Çocuğunuza verdiğiniz her sözü tutmaya çalışın, tutamayacağınız sözleri vermeyin.

Baba ve Anne: Çocuk için birlikte hayat dengesi oluşturmaktasınız. Güven ve emniyet duygusunu siz geliştiriyorsunuz. Hissettirdiğiniz duygular, önem verdiğiniz düşünceler, takdir ettiğiniz davranışların bütünü, çocuğunuzun gelişimini ve kişiliğini oluşturuyor.

BABA UNUTMA: yaşanmamış ya da olumsuz anıların telafisi yoktur, düzenleme ya da tamir etme imkânı yoktur, yaratılan boşluklar ömürlüktür. Çocuklar fedakâr kahraman baba istemez. Sadece “Babam!” diyebilen anılara ve duygulara ihtiyaçları var.

 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!