BEGÜM KEŞİF NOTLARI – Z. Begüm Fırıncı ÇATALOLUK – “Macao Adaları”

Macao Gezisi

Guangzhou’dan yaklaşık bir buçuk saatlik bir hızlı tren yolculuğuyla Zhuhai sınır kapısından geçerek Makao’ya ulaşmak, heyecan verici bir yolculuğun başlangıcıydı. Türk vatandaşı olarak bize uygulanan vize muafiyeti, ülkeye girişte kolaylık sağladı ve keşif dolu bir deneyim daha böylece başlamış oldu. 

Makao, tarih boyunca Portekiz kolonisi olmuş bir bölge olarak, Avrupa ve Doğu’nun benzersiz bir senteziyle tanınıyor. Portekiz etkisinin hala canlı olduğu, renkli ve zarif binalarla çevrili sokaklar, geçmişin izlerini günümüze taşıyarak bize farklı bir dünyaya adım atmamızı sağladı. 

Makao’daki bu kültürel çeşitlilik, şehirdeki mimari, yemek ve yaşam tarzında belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. Makao aynı zamanda lüks otelleriyle ünlü, dünyanın en büyük kumarhanelerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor ve gece hayatıyla da tanınıyor. Bu birleşim, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

 

Makao, Las Vegas merkezli Sands grubuna ait tematik otelleriyle de ünlü ve bu zengin seçenekler arasından sıyrılan bazıları; the Venetian, The Londoner ve The Parisian birbirlerine geçitler ve alışveriş merkezleri ile bağlı. Bu kompleks o kadar büyük ve karışık ki, check-in sırasında harita üzerinden mini bir briefing veriyorlar. Biz bu seyahatte, eşsiz Paris temasıyla büyüleyen ve bünyesinde Eiffel Kulesi’nin bir replikasını barındıran The Parisian otelde konaklamayı tercih ediyoruz. Otelin Paris’e özgü mimarisi ve atmosferi, seyahatimize ayrı bir büyü katıyor ve Makao’daki deneyimimizi daha da unutulmaz kılıyor. 

Ayrıca otel üstün bir müşteri deneyimi sunuyor. Otele girdiğiniz andan itibaren her konu ve detayla ilgili sizinle yakından ilgilenen personel gerçekten özel hissetmenizi sağlıyor. Odalar geniş ve özenli bir şekilde dekore edilmiş ve konforunuzu daha da arttırmak için yastık menüsü bile mevcut. 

Otelin içinde dolaşmak, Versay Sarayı‘nda hissetmemizi sağlayan bir atmosfer sunuyor. Ayrıca, otele bağlı alışveriş merkezi de Paris sokakları şeklinde dizayn edilmiş ve gece-gündüz etkisini unutturan bir gökyüzü simülasyonu da bulunduruyor.

Bu otel kompleksinin içinde aynı zamanda birçok ünlü restaurant ve cafe seçeneği de bulunuyor. 

Biz gelir gelmez soluğu ABD merkezli, 100’den fazla cheesecake seçeneği sunan ve bu alanda ödüllü bir marka olan The Cheesecake Factory’de alıyoruz. Biz klasik New York usulü cheesecake tercih ediyoruz. Şunu söyleyebilirim ki tazeliği, malzeme kalitesi, tat, uyum ve dengesiyle yediğimiz en iyi cheesecake’ti. Eğer Macao’ya gelirseniz mutlaka denemelisiniz. 

Ertesi gün, Makao’nun Portekiz esintileri taşıyan tarihi bölümüne geçtik. Bu bölge, tarihi kiliseleri, sarayları ve sokaklarıyla geçmişe bir yolculuk sunuyor. “Eski kilise duvarı” gibi tarihi yapılar, şehrin zengin kültürel mirasını yansıtıyor. Özellikle, São Paulo Kilisesi ve St. Dominic Kilisesi gibi görkemli kiliseler, ziyaretçilere Makao’nun dini ve mimari geçmişini keşfetme fırsatı sunuyor.

Ayrıca, tarihi bölgede gezinirken Makao’nun özgün lezzetlerini deneme fırsatı bulduk. Sokak tezgahları yerel lezzetler sunuyor ve bunlar arasında özellikle yumuşak yumurtalı bun ve tavuk bun gibi yerel tatlar öne çıkıyor. Bu lezzetler, sokaklardaki renkli atmosferle birleşince, Makao’nun yemek kültürünü ve tarihi atmosferini daha derinden hissetmemizi sağladı. Tarihi Portekiz atmosferi, dar sokakları ve zarif binalarıyla bizi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkardı. Burada dolaşırken, geçmişin izlerini günümüze taşıyan her detayda Makao’nun eşsiz kimliğini daha iyi anladık.

Makao’nun gizemli dar sokaklarında dolaşırken bir çok kişinin küçük dükkanlar önünde sıraya girdiğini görüyoruz. Bu dükkanlarda genellikle Makao’ya özgü tatlılar arasında en popüler olanı “Portekiz yumurtası tartı” satılıyor. (Portuguese egg tart). Bu tatlı, ince ve gevrek hamur kabuğuyla dolu yumuşak ve kremsi bir yumurta dolgusuyla dolduruluyor. Ayrıca, “sawdust pudding” olarak da bilinen “serradura” da popüler. Bu tatlı, bol miktarda rendelenmiş bisküvi ve vanilyalı krema katmanlarının birleşimiyle hazırlanan hafif ve lezzetli bir tatlı. 

İnsanların sıraya girdiği dükkanlarda genellikle bu tatlılar satılıyor. Özellikle, Lord Stow’s Bakery ve Margaret’s Café e Nata gibi yerler, Portekiz yumurtası tartlarıyla ünlü. Bu dükkanlar, yerel ve turistler arasında çok popüler ve tatlılarını taze ve lezzetli bir şekilde sunuyorlar. Ayrıca, diğer sokak tezgahlarında da bu tatlıları bulabilirsiniz, ancak özellikle bu dükkanlarda yapılanlar, özgün lezzetlerini koruyarak ziyaretçilere sunuyor. 

Bu kadar met ettikten sonra şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Makao’ da denediğimiz tatlılar lezzetli ve tazeydi fakat şeker oranı pişmaniye ve baklava gibi tatlılara alışkın olan bizler için biraz yetersizdi. 

Tam bunları konuşurken, Maraş usulü dondurma üretip satan bir Türk dondurmacıyla tanışıyoruz ve bize dondurma ikramında bulunup tatlı krizimize son veriyor. 

Son olarak Senado Meydanı’nı ziyaret ediyoruz. Bu meydan, şehrin tarihi ve kültürel merkezlerinden biri ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Senado Meydandaki Avrupa tarzı neoklasik yapılar, renkli portakal tonlarında döşenmiş taş döşemeler ve özgün dükkanlar kendimizi Portekiz’de hissetmemizi sağlıyor.

Senado Meydanı, eskiden Portekiz kolonizasyonu döneminde bölgenin politik ve ticari merkeziymiş. Bugün, meydan hala Makao’nun kültürel ve tarihi önemini yansıtan bir merkez.

Bu gezimizde Makao’nun lüks otellerle bezeli modern yüzünü keşfettikten sonra tarihin derinliklerine doğru yol aldık. Geçmişin izlerini sürerken, bu muhteşem şehrin kültürel zenginliğiyle tanıştık ve unutulmaz anılarla dolu bir yolculuk yaşadık. Makao’nun eşsiz güzellikleri ve tarihi dokusuyla bizi büyüleyen bu deneyim, kalbimizde unutulmaz bir yer edindi.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!

Subscribe to My Newsletter

Subscribe to my weekly newsletter. I don’t send any spam email ever!